-
1426.
+21Bu pgibolojik koğuştan nasıl kaçacağımı biliyordum artık, benliğime saplanıp kalmış bütün klişelerden kurtularak yapacaktım bunu. Zemheriyle başlamıştım, geriye yalnızca Toprak kalmıştı, yada ben öyle olduğunu düşünüyordum.
Aklıma toprakla konuştuğumuzu hayal ettiğim gün geldi birden. Ne konuştuğumuz, toprağa sorduğum sorular, aldığım cevaplar.
Her şey. Neler düşündüysem o gün, hepsini bir bütün olarak karşımda görebiliyordum artık.
Peki toprak damarlarımızdan akabilir mi ?
Bir gün hepimiz toprak olacağız zaten tombul.
Hani hepimiz topraktan geldik ya, doktorsun sen biliyosundur ?
Toprağın bir odası yoktu anlayacağınız, klişenin beni dövdüğünü düşündüğüm zamanlarda aslında kendimi dövüyordum ben, vücudumda yaralar oluşuyordu, bu yaralar basit yaralar değildi işte, kanıyordu sürekli, istenilen damarlarımdaki kana verdiğim isimdi.
Toprak ta bu kanın döküleceği yerdi, ona istenilen diyordum çünkü kim kendisine zarar verirse, onun kanı akıyordu, kan istenilen bir şeydi, en azından benim için.
Çünkü ben ölmek istiyordum.
başlık yok! burası bom boş!