-
1.
+176 -36GÜNCELLEDiM ARKADAŞLAR BAKAN BiDAHA BAKSiN !
edit :diren 6ni şer incisi ker ama önemli buseferki
Arkadaşlar tamam ben de sizin gibi bıktım haberlerden ama bu seferki yok meteor amina kaçti fgüneşi söndürdüler nasa tırcılığa başladi gibi bir sey degil konu onemli ve ciddi.
BAŞTAN SONA OKUYUN LUTFEN
edit (YANLiS ANLAŞiLMA) : arkadaşlar 3-5 kisi yanlis anlamis ben hatayin diyarbakirdan, surdan ve burasi gibi yerlerden daha kötü oldugunu soylemiyorum
HABER
BU KEZ iNGiLTERE UYARDI: HATAY'A GiTMEYiN
ABD’nin, Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısının ardından bu kez de ingiltere, vatandaşlarına dikkatli olmaları yönünde bir uyarı yayınladı.
ingiltere hükümetinin seyahat uyarıları sayfasında Diyarbakır ile Suriye sınırındaki 10 km boyunca seyahat edilmemesi uyarısında bulunuldu.
ingiliz vatandaşlarına ayrıca Şırnak, Mardin, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Hatay, Siirt, Tunceli ve Hakkâri’ye gidilmemesi uyarısında bulunuldu. Diyarbakır’a gidecekler özellikle Sur ilçesi ile ilgili olarak bilgilendirildi.
“AŞIRI DiKKATLi OLUN”
Uyarıda “Aralarında Kürtlerin, IŞiD’in ve aşırı sol örgütlerin de olduğu terörist gruplar saldırı planlamaya devam etmektedir. Aşırı dikkatli olun” denildi.
Geçtiğimiz günlerde ABD Büyükelçiliği, Türkiye'deki 19 şehirle ilgili vatandaşlarını uyarmıştı. Aralarında izmir ve Muğla'nın da bulunduğu bu 19 kente gidilmemesini tavsiye eden elçilik, Suriye sınır bölgesinden ve Güneydoğu illerinden özellikle uzak durulmasını istemişti.
arladaşlar dün de amerika uyarmişti ve içinde yine hatay vardi .Ben hatayda oturuyorum. ulan bu ülkeyi bu hale getirenlerin ben ne kadar saydirsam az yemin ederim merkeze(köprü)civarlarina çikmaktan korkar olduk dün gittim her gidişimizde hayal ediyorum bu sefer saldirsalar veya bomba patlasa ne yaparim annem her gün işe gidiyor kopruye orda yemin ederim 10 türk varsa 13 suroyeli var allahim timperinden de belli oluyor bu herhalde degildir diyorsun bi bakiyorsun yanindan gecerken suriye lehçesi ile arapca konuşuyor .
annem eve dönecek mi emin bile olamiyorum her gün korkarak saat 8 de anneme telefon açiyorim ve icimden ya telefonu açmazsa ne yaparim diyorum. Allah bu ülkeyi buraya getirenin de getirene yardim edenin de destekleyenin de bin belasini versin .Hepsi cehennemde yansin. inşallah .
Bu arada siz uyuyun uyuyun akp işide yardim etmiyor diyorsunuz da bir sey bilmiyorsunuz. ulan soylememek icin zor tutuyom kendimi burda yazacaklarimi içimde tutuyorum čunku bu ülkede özgürlük diye bir sey yok yarin gelirler kapima zaten babam yurt disinda gibinti çikmasin..(çevremdekiler olayin farkinda fakat hic kimse bir sey olana kadar uyanmiycak... ama içime doguyor amerika onceki patlamada da uyardi burda hem amerika hem ingiltere uyarmis bi tak olcak ama allah ülkenin sonunu hyir etsin)
istediginizi soyleyin ozelden 3-5 bisiler de fisildayabilirim ama genel olarak korktugum icin paylasmiyorum.
-amacim prim degil gercekten ilk defa içimden yazdim konudan konuya atlamis olabilirim dikkat etmedim her neyse .akp ye oy verenler gözünüzü açin vatan elden gidiyor !!!bir kere de çikar düsünmeden dini düşünmeden sadece vatan için birlik olalim hepimiz chp akp mhp şu zamanlarda olmuycaksak ne zaman olacaz! (hdpyi sittir et)
edit: amacim prim degil ama herkesin bunu görmesiydi şu an trendde 5. yiz yukari çikiyoruz gittikçe teşekkurler arkadaşlar
ONEMLi EDiT: EKSiLiYENLER SEBEB SOYLEYEBiLiRMi DOGRULARi YAZDKM BURDA EKSiYE TAKiLMAM AMA BU VERDiGiM BiLGiYEDE sirf akp yi kötüledigim için oyle diyoesaniz yapacak bir sey yok
yada
-hdp li olabilirsiniz tabi
guncellemem:Hatayin şu anki durumunu anlatmiş super bi kaynak buldum burda ne yaziyorsa aynisi şu an. hatayda oluyor ve siz akpliler hala erdogani savunuyorsunuz bunu okursani, savunmuycaksiniz emin olun HERKES OKUSUN LUTFEN
Savaşın kapı eşiğinde patlayacağı korkusunu yaşayan bir halk. Ekonomisi durmuş, kazancı bitmiş, ekmeği küçülmüş bir Hatay. Bugüne kadar kardeşçe yaşadığı hemşehrilerinden ayrıştırılmak, kimliği, mezhebi öne çıkarılarak bir birine kırdırılmak istenen Hatay halkı. Sürekli akrabalarından ölü-yaralı haberleri alan, almaktan hep korkan Hatay…
“Mülteci” adı altında Türkiye’ye gelen silahlı adamlar Antakya’da cirit atıyor. Asker elbiseli, silahlı, yanlarında korumalarla tur atıyorlar. Medyanın “muhalifler” dediğine Antakya halkı asla muhalif demiyor. Nedenini şöyle açıklıyorlar: “Nasıl isimlendireceklerini bilememe hali var. Suriyeli desek, yıllardır Suriye halkıyla ekonomik, akrabalık, komşuluk ilişkilerimiz var. Biz Suriye halkını böyle bilmeyiz. Muhalif desek, arkasında halk desteği olur, halkla birlikte muhalefet eder. Oysa bunlar tam bir çapulcu ve ellerine hak etmedikler bir değer ve fırsatlar verilmiş, adeta terör estiyorlar…”
Nasıl ki, incirlik “planlama ve koordinasyon merkezi” ise, Hatay da artık ABD’nin Suriye konusundaki “operasyon merkezi” olmuştur. Sınır, silahlı gruplar için “yol geçen hanı” durumunda. Hatay’daki kamplardan Suriye’ye günü birlik giriş yapıp saldırı düzenliyor ve kamplarına geri dönüyorlar. Ya da yaralı dönerlerse, sınırda onları bekleyen ambulanslarla ilçe ve merkez hastahanelere taşınıyorlar. Buna rağmen halkin çogunlugu bu olaya sessiz biliyorlar fakat susuyorlar.
Mülteci kampından daha çok evlerde barınanlar var. Halk, kamplarda yaklaşık 7 bin kişinin kaldığını, ama bu sayının en az üç katı kadar “mülteci”nin evlerde (Antakya merkez ve sınıra yakın ilçelerinde) kaldığını söylüyor. Kaygılarını da şöyle ifade ediyorlar: “Kampta kalanların kaydı vardır, kim oldukları bellidir belki ama evlerde kalanların ne olduğu, kimliği, ne yaptığı-ne yapacağı belli değil. Suriye uyruklu olmayanlar da vardır ve kaldıkları evler silah deposu gibi.”
Esnaf canından bezmiş
Canlarının istediği restoranta girip yemek yiyorlar ve hiçbir ödeme yapmadan çıkıp gidiyorlar. Esnafın artık patlama noktasına gelip de, “Yeter artık, yediklerinizin parasını ödeyin” dediğinde sürekli şu cevabı aldıklarını söylüyorlar: “Seninle sonra görüşeceğiz, biz burayı beğendik. Çok yakında senin bu restorant bizim olacak…”(edit:burda erdoğan ödesin diyenleri de var bu gerçek ama burasi yakinda bizim olacak dediklerini duymadim) Bu öyle yaygın hale gelmiş ki, bakkalı, berberi, ayakkabıcısı vb. hepsi, “Bu çapulcular bizim memleketimize, mallarımıza göz dikmişler, buralar bizim olacak diyorlar” biçiminde kaygılarını ifade ediyorlar.
Sokakta silahlarını göstere göstere geziyorlar,
(ben henüz gormedim silah ama emek mahallesi Dr nen o allahin gibtir ettigi yerde vardir illa ki orda en çok halkin ortasinda gezen işidli var) halktan onlara bakan olursa da “Ne bakıyorsunuz? Canınızı yakarız” diyorlar.
Esnaftan para ödemeden ya da çok az ödeyerek sıkı pazarlıkla birçok şeyi almak istiyorlar. Bir Suriyeli istediğini alamadığında cep telefonuna sarılıp, “Şimdi Recep’i arıyorum (Recep Tayyip Erdoğan’ı kastediyor), size haddinizi bildireceğim” diyebiliyor.
Bizi bezdiriyorlar. Polisin bizi değil, sanki bize karşı onları koruyacağı garantisi kendilerine verilmiş gibi hareket ediyorlar. Ve polis çağıramıyoruz, ama onlar bizi sürekli polis çağırmakla tehdit ediyorlar. Örneğin 5 TL’lik bir alış verişte “Al şu 1 lirayı ve sus, yoksa şırta’yı (polis) çağırırım” diyorlar.
Hastahanelerde daima öncelik Suriyelilerin. Muayene sırası gelmiş bir hasta, aniden kapı dışarı ediliyor, onun yerine Suriyeli hasta alınıyor. itiraz edildiğinde de, “Sisteme girişleri yapılıyor, bizim elimizden bir şey gelmez” deniliyor. Hastaneye getirilen her yaralı Suriyelinin etrafında sivil polislerimizin (Antakyalının deyimiyle MiT) cirit attığını, gelen yaralıya halkın göz ucuyla bakmaya dahi cesaret edemediğini ifade ediyorlar.
Mezhep çatışmasına zemin hazırlanıyor
AKP ve medyasının mezhep odaklı hedef gösterme ve nefret söylemi, Hatay’da ciddi boyutlara varmış durumda. Malatya’da patlak verenin, bir “davulcu” meselesi kadar basit olmadığı, göz göre göre kıyıma sebep olacak bir mezhep çatışması zemini oluşturulduğu artık görülmek zorunda. Görülmeyen asıl tehlike ise Hatay ve çevre illerinde olanlar. Bu yüzden Hatay halkı diken üstünde.
Hoşgörü ve kardeşlik kenti diye bilinen Hatay’da uyumak, tilki uykusuna yatmaktır artık. Gözünü saldırıya açma ihtimalini barındıran bir kaygıyla uyumaktır. Ya da gözünü açarken, “Savaş çıktı mı?” diye soran gözlerle güne başlamaktır. Bütün bu kaygıların altında yatan şey, AKP’nin yarattığı ve medyanın sorumsuzca körüklediği mezhep çatışması ihtimalidir. Çünkü Suriye’ye yönelik küresel saldırının ana hedefi Esad ve Esad’ın mezhebi olunca, Hataylılar, yaratılmak istenen algının ilk farkına varanlar ve hissedenlerdir.
“Hatay’ın içinden, kamptan ‘Esad’ı hallettikten sonra sıra size gelecek’ tehditleri yapıldı ve ne polisimiz ne de hükümetimiz buna karşı hiçbir şey yapmadı” diyorlar. Bu algıyı besleyen AKP ve onun medyası, Hatay halkını Alevi-Sünni diye kutuplaştırmayı başarıyor gibi. Bir taraftan “Alevi Esad, din kardeşlerimizi katlediyor” algısı yaratıldı, diğer yandan, “Aleviler silahlanıyor, Esad için savaşıyorlar” propagandası yapılıyor. Hatay’daki tüm Alevilerde ciddi bir tedirginlik yaratan bu atmosfer, sihirli bir el tarafından sosyal paylaşım sitelerinde derinleştiriliyor.
başlık yok! burası bom boş!