1. 107526.
    0
    “Ne yani, yalan mı söyledin?” dedim yüksek bir sesle.

    “Sessiz ol. Herkes uyuyor. Hem oradan bakınca felaket tellalına mı benziyorum? Bütün bu insanlar onlara pozitif şeyler söylemem için yüzüme bakıyorlar. Elif ile aralarında bir sevgi bağı var. Fakat bunun adı aşk değil.”

    “Peki, Erdal’ı umutlandırmak iyi bir fikir mi? Az önce ‘umut öldürür’ demiyor muydun?” dedim bu sefer köşeye sıkıştığını düşünerek.

    Kadın tekrar doğruldu ve konuşmaya devam etti : “Ağzımdan çıkan lafları bu kadar önemsemen beni şaşırttı. Bütün bu fal ve kehanet olaylarının saçmalıktan ibaret olduğunu düşünüyor gibi bir halin vardı.”

    Umduğum cevabı alamadım. Ama soracak sorum çoktu : “Peki Zeynep? Bizim ile ilgili bir kehanetin var mı? Ne kadar zamanımız kaldı? Bu son sorum. Söz.”

    “O yazdığın günlüğün boş sayfalarının çoğu kayıpların ve mutluluklarınla dolacak.” dedi gülümseyerek. Acaba ne demek istemişti?

    “Nasıl yani? Bütün bu felaketler son bulduğunda biz hayatta kalanlardan biri mi olacağız?” dedim meraklı bir ifadeyle.

    Kahkahasını bastırmak için elini ağzına zütürdü. Çok geçmeden ciddi ifadesini tekrar takınıp sohbete devam etti : “Felaketlerin sonunun geleceğine dair umut taşıman güzel genç adam.”

    ...
    ···
   tümünü göster