1. 107426.
    +9
    Sanırım onuncu anahtarı denerken kapının arkasında birinin olduğunu fark ettim. Kapıya iki kere yumruk atıldı. Yüksek bir tonla “Oradaki her kimsen burası çok sıcak ve gittikçe daha da ısınıyor. Kapıyı açmama yardım et yoksa emin ol bu yamyamlardan birine dönüşürsem ilk senin tadına bakacağım.” diye seslendim. Cevap gelmedi. O esnada üç tane polis kapının eşiğine hırıltılarla birlikte geldi. Anahtarı bırakıp onlara yöneldim ve ateş ettim. Her birinin öldüğüne emin olduktan sonra kafamı kapıdan dışarıya çıkardım. Doğruca bana gelen yedi tane ölü daha saydım. Korkusuzca üzerlerine ilerleyip tek tek kafalarına nişan almaya başladım. Geriye bir kadın iki polis kalmıştı. En yakınımdaki kadına nişan aldım ve tetiği çektim. Kadın kanlar içersinde yere yığılsa da şimdi başka bir sorunum daha vardı. Silahın şarjöründeki tüm mermiler bitmişti. On-dört mermiyi ne ara kustum hatırlamıyorum.

    Geriye kalan iki polise arkamı dönüp tekrar odaya daldım. Anahtarı elime attığımda kapının arkasından da hırıltılar geldiğini fark ettim. Yani bütün verdiğim mücadele boşunaydı. Büyük bir ölü ordusundan bir diğer gruba yem olmak için kaçıyordum. Aklımdan geçen tek şey karım oldu. “Allah’ım bana yardım et!” diye bağırırken elime on-birinci anahtarı aldım. Fakat kapı yine açılmadı. Polislerden birisi odaya girmişti bile. Durmadım ve elimi on-ikinci anahtara attım. O esnada iki el silah sesi duydum. Fakat güçlü bir şeydi, tüfek gibi. Çok yakından gelmiyordu fakat apartmanın içinden geldiği aşikardı. Mızrağımı bir elimle kaldırıp bana yaklaşmakta olan polise fırlattım. Aptal şey karnına saplandı, onu biraz yavaşlattı. “Boynunu kırmalıyım! Bu beynine ateş etmekle aynı şey.” diye aklımdan geçirirken ikinci polis odaya daldı. O an uzun bir kitabın son satırlarını okuduğumu düşündüm. Ama gözümün önünden geçen film şeridine ayıracak zamanım yoktu. Son bir umutla on-ikinci anahtarı kilide soktum.

    ...
    ···
   tümünü göster