1. 107276.
    +24
    “Hey oradaki!” diye seslendim. Ölü beni duymuyordu ya da yeterince meşguldü. “Cevap ver!” diye bağırdım. Kafasını çevirir gibi oldu. Fakat yine yeterince ilgisini çekemedim, ta ki öğününü attığım bir taş ile bölene kadar. Sinirle doğruldu ve bana döndü. Üzerime doğru yürümeye başladığında zihnimdeki Zeynep endişesi hala korkuyu bastırıyordu. Yaklaşmasını bekledim. Tek ayağı çukurda bir ihtiyar gibi söylene söylene yavaş adımlarla ilerledi. Yaklaştıkça göğsü ve karnı deşilmiş, sol ayak bileği ise feci şekilde kırılmış genç bir kadın olduğunu anladım. Olmaktan korktuğu şey olmuştu. “Bakalım bu güzel bayana aradığı huzuru verebilecek miyiz?” diye söylenip elimi sırtıma attım. Mızrak ilk değildi. Daha öncede bir çok eşyam ile konuştuğum olmuştu. Çalışma masamdaki su şişesi her boşaldığında onunla yoğun bir kavgaya tutuşuruz mesela. Neyse onu daha sonra anlatırım. 

    Genç kadının göğsüne mızrağımı sapladım. Ama bu onu durdurmadı. Sadece sinirlendirdi. Hareket etmeye çalıştıkça bıçak onu daha fazla kesti, en sonunda ise yere yığıldı. Elleriyle bana uzanmaya çalışırken hırıltıları yerini çığlıklara bıraktı. Bağırıp başıma arkadaşlarını toplayacağını düşündüm ve mızrağımı bu sefer kafasına sapladım. Etraf yine eskisi gibi sessizleşti. 

    Önümdeki yolu araçlar tıkadığı için yaya olarak devam etmem gerekti. Her yerde aynı manzara. Petshop’un kepenkleri yarıya kadar indirilmiş olsa da içerde beni izleyen bir çift göz fark ediliyordu. Adımlarımı daha da hızlandırıp kısa sürede eczanenin önüne geldim. 

    ...
    ···
   tümünü göster