+29
Neyse amk ben yine yazıyim okuyan okur
Gün 6 – Tutuklanmak
Güneş henüz doğmadı. Zeynep anca sakinleşti ve uykuya daldı. Gecenin sessizliğini bağrışmalar, karanlığını ise fişekler böldü. Florya bir gecede tamamıyla değişti. Hırsızlık ve yağmacılık ihtimaline karşı panjurları indirdik. Sadece salonun cdıbının panjuru aralık.
Gün içersinde telefon şebekelerinde oluşan problemden ötürü sadece Zeynep değil tüm komşularımız endişelendi. Numan’a arabamın anahtarlarını verdim. Sanırım eşi pek iyi durumda değil. Apartman girişlerine asılan afişlerde büyük harflerle “SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINI ÇiĞNEYENLER UYARILACAK, UYARI DiNLENMEZSE TUTUKLANACAKTIR.” yazılmış.
Güneşin ilk ışıklarıyla önümüzdeki apartmanın altında bulunan markete gitmeyi planlıyorum. Meşhur hastalığı bilmem ama sigarasızlık benim için gerçek ölüm.
Gün 7 – Ölü Köpekler
Eve döndüğümde ağlayarak bana sarıldı Zeynep. Köşedeki markete gitmek bir gün sürmüştü. Karşı apartman boşluğunda bulunan marketin camı kapısı kırılmış, nerdeyse tamamı boşaltılmıştı. Sadece bir karton Samsun bulabildim. Hiç yoktan iyidir.
Fakat kutlamalara erken başladım sanırım. Apartmanın gölgesinden çıktığım gibi devriye gezen bir polis ekibi beni fark etti. Kaçamadım. Donup kaldım. “Memur bey, ben, şey..” diye sayıklarken ilk karnıma, sonrada enseme vuruldu ve “Yürü gerizekalı, yürü!” emri beynimin içinde yankılandı. Florya ilçe Emniyet Müdürlüğünde saatlerce tutuldum. Kan örneklerim alındı, göz bebeklerim ve kan akışım kontrol edildi. Beşiktaş’ın eski sol beki ibrahim’e benzeyen sıkıntılı bir doktorun sürekli gözleri üstümdeydi.
“Acaba beni serbest bırakırlar mı? Zeynep endişeden ölüyordur!” diye aklımdan geçirirken “Gönderin bu salağı evine, cahil cahil bakıyor. Temiz bu. Bir sıkıntısı olsa bülbül gibi öterdi.” dedi çakma ibrahim.
Apar topar eve zütürüldüm. Tek hatırladığım bomboş yollar ve ölü köpekler. Polislerin tekme ve tokatları arasında arabamın yerinde olmadığını fark ettim. Umarım Numan ne yaptığını biliyordur.