0
illaki daha büyük acı çekmişimdir ama şimdi hatırladığım belki de en acımasızlık dolu acı şudur:
bi cuma günü arkadaşın kafası dişime çarptı diş orda gevşedi, pazar günü yemekte kırıldı. iki hafta sonra dişçiye gitmeye başladım. her gün bir şey yapıp gönderiyordu dişçi. yani bi gün kalıp yaptı. bi gün film çekti o şekil düşünün. bir gün okuldan gelirken direk oraya gittim annemi beklemeye başladım. çocuktum o zaman annem olmadan hayatta böyle bi işe girmezdim aslında. dişçi beni gördü gelebilirsin dedi. annemi bekleyeceğimi söyledim. işimin kısa olduğunu söyledi. tamam o zaman dedim. ikinci veya üçüncü gidişimdi yani bi güven problemi yoktu. ulan sen beni yatır koltuğa, uyuşturmadan etimi kes. kesiyor allah kesiyor. ses de çıkaramıyorum. en son gözümden bir damla yaş süzüldü. kafamı çevirdim, kapıda annem vardı.
özet : dişçi uyuşturmadan etimi kesti.