0
sene bin dokuz yüz altmış üç
waşington'da manavlık işine girdim, bi yandan da felsefi ortamları özlüyorum. waşington hal'indeki andavallılarla uğraşmaktan bezmişim. ulan dedim madem bu kadar para yaptım, ne uğraşıyorum dedim yaa patlıcanla portakalla? girerim bi üniversiteye, akademik ortamlara mis gibi takılırım. süper manitalarla tanışırım, kitap okuru dedim. baktım gazetelere waşington üniversitesi sınavla adam alıyo. gittim gung fu (kung fu diil yanlış anlaşılmasın. kung fu ayrı) bölümüne yazıldım. kalem, defter aldık. üç ortalı harita metod (ne yazıcaksak, hayt hoyt mu yazıcaz?) dersliğe girdik, hoca gelicek, bekliyoruz. hong kong'lu bi herif gelicekmiş, çok süper herifmiş diye de muhabbet dönüyo arka sırada.