+30
-3
her evde olduğu gibi bizim evin banyosunun da baktığı apartman boşluğuna iki daire daha bakıyor. herkes birbirinin tuvaletine, banyosuna girenden çıkandan haberdar tabii. sesler geliyor. aksıran, öksüren, suyu açan kapayan... belediye hamamı gibi.
aynı katta çok güzel bir komşu kızı var lan. iki yıl oldu taşınalı "merhaba" dan öteye muhabbetimiz yok. kızın gözüne bakamıyorum. onda da mahcup gülüşler var. yakalıyorum.
üniversiteye gidiyor o da.
dün tuvalete girdim. motor arızalı biraz. öyle bir ossurasım var ki dağlara çıkıp zütü bayıra verip solo atmak istiyorum. ve beklenen an geldi. öyle bir ossurdum ki kandilli'de kaydını tutmuş olabilirler. 3,4 şiddeti civarı. (altyazı geçtiler mi diye daha sonra cnn türk'ü açtım)
yapmaz olaydım. ortalığı inletmemden beş saniye sonra kızın annesinin ona seslendiğini kızın da banyodan cevap verdiğini duydum. "bilmiyorum anne nereye koyduğunu. üçüncü rafta" gibi bir şeyler diyor. eyvah dedim. benim olduğumu bilmemeli. babama yıkmalıyım, olmadı bizim biradere yıkmalıyım suçu. evde olduğumu bilmemeli. gerekirse balkonndan sarkıp tahliye borularından inip apartmana tekrar girmeyi göze alırım yaparım bunu. tam o anda benim validenin de geleceği tuttu, bağıra bağıra "oğlum kaç saat oldu tuvalete gireli. düştün mü?" diyor. kapıyı yarı aralık vaziyette açıp yarı domalmış halde fısıldayarak "anne gözünü seveyim sus. oğlum deme " diyorum. kadın "o nerden çıktı şimdi. iyi misin. bir şey mi dedim kalbini kıracak" falan diyor. "kocacığım de, herif de, babamın adını söyle yalvarırım. o varmış gibi olsun tuvalette" diye fısıldadıkça desibeli artırdı. "oğlum iyice delirdin artık tuvalette vakit geçire geçire" dedi.
kızın yüzüne bakamıyorum ey cemaat. bakamıyorum. babamı geçen ameliyata aldılar bağırsak ameliyatı oldu, diye çok dolaylı bir mesaj vermek niyetindeyim. lan harbi istikbalim karardı