+2
-2
Bundan yaklaşık 2360 sene öncesinde bizimkilerin Eflatun dedikleri Platon, Timaeus ve Kritias isimli iki eserinde dedesi Solon’un Mısır’a yaptığı bir gezi sırasında Mısırlı Rahiplerden duyduğu batık kıta öyküsünü kendisine atlantığından bahsetmişti. Mısırlı rahipler Solon ve onun nezdinde antik Yunan bilgisi ile alay ederek Atlantis tarihini unuttuklarından ve dünyanın ara sıra kıyametler yaşadığından söz açmışlardır. Kanunkoyucu (yani Senato üyesi) Solon Yunanistana dönünce küçük Platon’a bilgilerini aktarmış o da yıllar sonra bunu eserlerine geçirmişti.
Platona göre Atlantis tam bir cennet ülkesiydi. Etrafındaki ülkeler henüz taş devrini yaşarlarken o nerede ise kendi zamanındaki medeniyet seviyesinde yaşıyordu. Büyük kanallar vasıta ile ülke besleniyor, böylece hem tarım hem de denizcilik üst seviyede yürütülüyor, halk büyük bir refah içinde yaşıyordu. Daha sonra bir gecede büyük bir felaketle Atlantis sular altında kalmıştır. Öykü bu kadardı ancak daha sonra bir kısım hayalperestlerin eklemeleriyle Atlantis Uzay Çağı ülkesine döndü. Ülke lazer tabancaları ile gezinen, altında son model uzay taşıtları bulunan ve kristal kürelerle enerji ihtiyacını fazlasıyla karşılayan bir hayal ülkesine dönüşecektir. insanın hayal gücü eklemeler yaptıkça amaçtan da uzaklaşılmaya başlandı. 2360 sene içinde Batık Kıtaya ilişkin yüzbinlerce kitap sayısız makale ve haber yapıldı. Yapılmaya devam ediyor. Amerikada yapılan bir araştırmada sizce bir gazetenin en önemli manşeti ne olabilir sorusuna insanların çoğu “Atlantis Su Yüzüne Çıktı” cevabını vermişlerdir. Yani artık insanların genetik koduna işlenmiş bir Atlantis idesi vardır.
En son isviçreli Eberhard Zangger isimli bir araştırmacı 1992 senesinde Atlantis ülkesinin aslında Truva’nın altında yatmakta olduğunu ileri sürdü. Almanya Yerbilimleri ve Maden Enstitüsü BGR’nin jeofizikçiler, mineraloglar, madencilik uzmanlarından oluşan araştırmacıları Çanakkale’nin Batısında Paleolitik dönemde yer alan Atlantisin sırrını çözmeye çalışmaktadırlar. “Paleolitik bir bölgenin rekonstruksiyonu” ismini verdikleri projede Klaus Peter Sengpiel başkanlığındaki bilim adamları Atlantis kıtasının sırrını çözmekte oldukça iddialılar. Onlara göre Zangger’in “Atlantis aslında Truva’dır” görüşü efsaneyi en iyi anlatan ve açıklayan teoridir.
Atlantis aslında Batılılar için hayati öneme sahip bir kavramdır. Çünkü kendini Yunan Medeniyetinin devamı olarak gören Batılılar geçen on yıllar içinde Grekler tüm bilgi ve fikirlerini Doğulu ülkelerden aldıklarını ve hatta o çok övülen Yunan zekasının aktarırken bile algılama sıkıntısı içinde işi hurafeye döktükleri ortaya çıkmıştır. Böylece batılılar medeniyeti Doğudan almış olmanın ezikliği içinde çırpınmaya başladıkları bir anda ortaya Atlantis fikri çıktı. En eski medeniyet Atlantis olmalı ve Mısır, Maya, Uygur ve hatta Afrika Medeniyetleri hep onun kırıntılarıyla kurulmuş olmalıydı. Önce Yunanistan cıvarında ardıkları batık kıtanın şimdilerde Ege bölgesinde olduğu savunulmakta… Yani Yunanistan çok uzak olmayan bir noktada.
Ama unutmamak lazım ki Hititlerin ilk ortaya çıkarıldığında büyük bir heyecana kapılan Batı kendi medeniyetini yaslamayı beklediği ve toprağa vurulan her kazma darbesinin manşet haber yapıldığı kazılardan sonra bunun da bir Doğu Toplumu olduğunu öğrenmesi ile Hitit hayranlığının bir anda bitmesi gibi Atlantisde de aynı hüsranla karşılaşması pek muhtemeldir. Atlantis vardıysa ve Batı medeniyetini temsil ediyorsa ne ala…
Son zamanlarda yapılan tüm Atlantis araştırmaları Türkiye ve Kıbrıs üzerine yoğunlaşması rastlantı olmaktan çok öte bir anlam ifade etmektedir.