Ter içinde uyandım. Meğer rüyaymış. Dışarısı zifiri karanlıktı. Keşke sabah olsaydı dedim. Annie hala uyuyordu. içimde huzursuzluk vardı. Sanki birşey bizi izliyordu. Arabanın içinden etrafı göz gezdirdim. Hiç birşey belli olmuyordu , her yer karanlıktı. Annie uyanmasın diye sadece farları yaktım. Arabayı çalıştırdım. içimdeki huzursuzluk çok artmıştı. Arabadan çıkıp göz gezdirmeye karar verdim. Ne de olsa olağanüstü yaratıklara inanmıyordum. El fenerini aldım ve dışarı çıktım. Arabadan çok uzaklaşmamak kaydıyla etrafta dolaştım. Ormandan çıtırtılar geldi. Sesin geldiği yöne baktığım anda ağaçların arasından bir gölge hızlıca geçti. Bu sefer meraklı değildim. Direk arabaya doğru koştum. Kapıları kilitledim , hemen arabayı çalıştırdım. Nefes nefese kalmıştım. El frenini kaldırdığım gibi gaza bastım. Ağaçların arasında bu saatte bir kişinin ne işi olabilirdi? Belki de neyin?
Annie arabanın sarsıntısından olmalı ki uyanmış. Bana neden bu kadar terlediğimi sordu. Kabus gördüğümü söyledim. Kısa bir süre sonra 'Silent Hill a Hoşgeldiniz' yazılı tabelayı gördük. internette yazdığı gibi her yer sisti. Etrafı görmeye çalışırken bir anda önüme şekli belirsiz bir yaratık çıktı. Ona çarpmamak için direksiyonu kırdım.