Yorulmuştuk. Ateşler içinde kalmış gibi bedenlerimiz ter içinde kalmıştı. Birbirine sürten vücutlarımız ortamın sıcaklığını yükseltmişti. Ben hala dıbına girip çıkıyordum ve bundan ikimiz de şikayetçi değildik. O hala orgazmlarına devam ediyordu, ben hala pompalıyordum. Bir süre sonra üçüncü kez boşaldım. Yanına uzandım, gözlerimi kapattım ve şiirimin nasıl devam etmesi gerektiğini anlatıyordum. Bedenimde ki bütün kaslar kendinden geçmişti, yorgunluktan ölüyordum ama şimdi sırası değildi, bırakamazdım. Elinden tuttum, banyoya koştum. Evimizin banyosu biraz büyüktür beyler. Duşa kabin ve küvet, ikisi de var banyoda. Küveti doldurmaya başladım, salonda ki vazodan çiçekler koparıp içine bıraktım. Duş jelinden biraz boşaltıp içine girdik küvetin. Ilık su, çiçeklerin ortama kattığı sıcaklık ve duj jelinin fresh kokusu... Saatlerdir bedeninde emilmedik yer bırakmadığım kadın suyun içinde, ben o kadının içindeydim. Softcore sex kıvdıbına gelmiştik artık, yorgunluk hareketlerimizin şiddetini kısıtlıyordu ama içimizde ki kudurmuş kişiliği doyuramıyorduk. Bu arada beyler, renkli saçları olan hatunlara karşı bir aşk var içimde resmen. Fotoğraflarını bile gördüğüm an boşalacak gibi oluyorum.