0
Ölüm dediğimiz şey, kemik ve etten oluşan bedenimizi ayakta tutan, onu kullanmamızı sağlayan ruhumuzun zamanı geldiğinde bedeni terk etmesidir. Ölmek içinse ilk önce doğmak gerekir. Ettem, kemikten bir varlık ancak ölümü tadabilir. Söyler misin? Bütün dinlerde ki cennet ve cehenneme gitme mevzusu var oldukça, ölüm dediğin şey yok olmak mıdır? Yoksa bu dünyayı terk edip uyuduğun o uykudan uyanıp aslında doğumundan önce ki yaşadığın ama hatırlamadığın yerde olmak mıdır? Ölüm denilen şey bizlerin eseri, ona yok olma vasfını yükleyen bizleriz. Bedeninin çürüyüp toprağa karışması demek, senin ebedi suretle kainattan silineceğin anldıbına gelmiyor. Yani kısaca demek istediğim şu ki, doğmamış ya da doğurulmamış olan Yüce Rabb, etten kemikten bir bedene sahip değilken, ölebilir mi? Hiç duydun mu sen, cennette yada cehennemde tekrar ölüm var diye? Cennet de cehennem de, bize bu akılı, bu dünyaya bunca nimeti, güzel ahlâklı bir hayat sürdüğün vakit kâinatın tüm güzelliklerini önüne sermeyi vaad eden Yüce Allah iken, seni sorulgulamaya teşvik edip, doğru yolu bulmanı bekleyip, Hakk'ın sonsuz rahmetinin üzerine gök kubbe çatlamışcasına yağdırmak isteyen bir güç, etten kemikten olup, ölümlü olabilir mi? Eğer içinde gerçekten Allah'ın varlığını sorgulamak geçiyorsa kardeşim, çok bir şey yapmana gerek yok. Bütün din kitaplarını al. Tevrat, Zebur, incil ve Kuran'ı Kerim. Ama senden ricam müslümanların kitabını en son okuman. Hepsini okuduktan sonra, ama tamamen baştan sona okuyacaksın, o zaman tekrar bir muhabbet yapalım.