Sanırım öğretmenmiş...
Herkes dogrulmustu ki rıfat ayaga kalkmıstı.
Sonucta bizim adetimiz buydu hoca gelir ayaga kalkardık.
Herkes biraz gülmüştü bizse neye güldüklerini anlamadan anlamsız anlamsız
bakıyorduk...
Sonra hoca bize hoşgeldiniz diyip bozuk ingilizcesiyle durumu anlatmıstı.
Buralarda ayaga kalkılmıyormus falan...
Dersimiz tarihti...
Önümüzde ki kitaplarda garip garip isimler yazıyordu.
Rıfata sessiz ve saskın bir şekilde;
-Bunlar kim olum ragnar magnar yazıyor anglia ney lan demiştim.
Rıfatsa gülüp sessizce;
-Kanka kralları baksana demişti.
Sonra rıfata;
-Acaba sorsak mı ya osmanlıyı bunlarda duymusmu diye derken...
Hoca beni işaret ederek bizimlede paylasırmısınız? demişti.
Ben mi diye tekrar sormustum...
Hoca kadındı...
Sarı saclı bizim hocalar gibi yaslı değil tam aksine cok gençti.
Hemen gülerek ;
-Evet sen demişti.
Akıcı ama yavas ingilizcemle;
-Tarihiniz hakkında konusuyorduk. Demiştim.
Hoca da basını salladıktan sonra;
-Sizin tarihiniz hakkındada konusalım o zaman demişti.
Sanırım biraz sinirlenmişti sınıftakilerin bazılarıda ona eşlik edip
gülüyordu.
Sinirlenmiştim sonucta...
Hemen ardından kararlı bir ses tonuyla;
-Bizim tarihimiz çok köklüdür hala daha izlerini yasarız. diyerek sözlerime;
-Vikingler gibi istilacı barbar bir topluluk değildik sonucta demiştim.
Hoca biraz daha sinirlenmiş gibiydi rıfat bana sessizce;
-Olum dalga geçmesene adamların atasıyla demişti.
Hoca bozulmus oturabilirsin demişti.
Daha sonra bir şeyler anlatırken sınıftakileri gözlerimle süzüp
profillerini aklıma kaydetmek istiyordum ki...
Arka tarafta...