+33
Mehtap heyecanlı görünüyordu. Aslında ben ondan daha heyecanlıydım.Onu görmek beni heycanlandırıyordu. Seviyordum beyler, kelebek reisin ebruya olan
sevgisi gibi, yağlı serkanın paraya olan aşkı kadar aşıkdım ona.Ama korkuyordum, söyleyemiyordum.
Herkese anlatıyordum ona olan aşkımı ama ona anlatamıyordum. Hayır derse nabardım?Ya bu güzel masal biterse diye korkuyorum.
Beni sevmemesinden değil, bidaha görememekten. Birdaha mesaj atmamasından, birdaha günaydın dememesinden korkuyordum. Bana nefretle bakmasından.
Beni görünce yolunu çevirmesinden korkuyordum.
Ama şöylede olabilirdi..
Hersabah aşkım mesajıyla uyanır,o sıcak aşk yüklü elini tutarak yolda yürürdüm. Gözlerinin içine korkmadan bakardım. Seni seviyorum derdi bende seni derdim.
Aynı çocuğa gıcık kapar, aynı filme giderdik.Ne güzel olurdu. Arada kavga ederdik ben özür dilerdim hemen, kıyamam çünkü. Seven insan nasıl sevdiği acı çeksin
isterdi anlamam. Severdim beyler belki dağları delemezdim ama ona kalbimin her zerresini her kromozomunu verirdim. Severdim,en içden duygumla.
Söylesemmi? Söylemiyim ya bu güzel an bozulmasın. Söyliyim yada daha fazla dayanamicam amk, söylüyorum lan korkanın çocuğu olmaz
-Mehtap seninle artık konuşmam gereken bir konu var.
Mehtap:Ne konuşucaksın benimle türkçe? Anlamamış gibi yapıyordu ama heycanı gözünden belli oluyordu. Hiç numara yapamaz.
-Böyle birşey nasıl söylenir bilmiyorum ama artık söylemem lazım ben dıt dıt dıt dıt
Mehtap:Telefonun çalıyor
-Dur sözümü bitiriyim
Mehtap:Biryere kaçmıyorum önemli olabilir. Telefonu aç önce
-Alo
Doktor:Türkçe hastaneye gelsen iyi olur.