AKşam oldu ve ben onu görme umuduyla yattım. Heycandan uyuyamıyorumki dıbınakoyim. Bi ara sızmışım. Gece uyandım. Karşımda bana bakıyo. Zaten bunu beklediğim için ufak bir irkilme dışında hiç bir tepki vermedim. Hislerimiz konuşuyo yine sadece. Yüzü gülüyodu bu sefer. O kadar güzel ki... Benim meleğimdi sanki o. Olmayan bir kızı aşık oluyodum. Hayatta olsa evlenmek için 1 saniye beklemiceğim bi kız. Sıkıntılarının bittiğini düşündüm. Yüzü gülüyodu meleğimin. Sorunların bitti mi rahat mısın diye sordum. Bitmediğini, yanımda olduğu için ve onunla olan bağlantımızı öğrendiğim için güldüğünü söyledi. Bir insanın söylemek istediklerini duymamak sadece hissetmek çok tuhaf geliyodu bana. Sanki tek tuhaf olan buymuş gibi. Onu sıkıntı veren şeyin ne olduğunu sordum. Suratı asıldı biraz. Rahatsız edildiğini söyledi. Kim tarafından rahatsız edildiğini sorduğumda onlar diyo. Onlar kim dediğimde iyi olmayanlar diyip duruyo. Ne yapmam gerektiğini sorudm. Sana güveniyorum dedi ve hissettiğim ufak esintiden sonra kimseyi görmedim. Anneme olanları anlatytım ve Elifin annesi Necla teyzeyi aradık ve konuşmamız gerekenler olduğunu söyledik. 1 saat geçmeden geldi bize. Olan biten her şeyi anlattık. Kadın ağlamaya başladı. Ben ve annemde ağlamaya başladı. Oturmuş 2 kadınla gözyaşı döküyodum. Dedim lan Mert napıyosu sen? Bu işi çözmen lazım. Ablam genetik mühendisliği okuyor. fakat arkeoloji okuyan arkadaşları var ve kazı çalışmaları yaparken danıştıkları hocaları varmış. Bunlardan birisinin numarasını aldık ve durumu kısa bir özet geçtim. Adam çok inanmadı aslında. Gelin konuşalım dedi geçiştirdi. Annem ben NEcla teyze hocaya gitmek için çarşamba gününe sözleştik. Akşam uyuduğumda Elif gelmedi. Hem onu görmek istiyordum hemde durumunun kötü olmasından korkuyodum.Çarşamba günü geldi çattı. Annem,ben Necla teyze hocaya gittik. Sarıyer civarında gecekondu mahallesi gibi bir sokak. Evler derme çatma. Hocanın evini bulduk. Ufak bi gecekondu. Bahçesinde tavuklar filan koşuşuyo. Bir duvara yığılmış odunların kokusunu alabiliyosun bahçeye girince. Üflesen açılacak gibi kapısı vardı. Kapıyı çaldık ve yaşlı bir teyze açtı kapıyı. Durumu anlattıktan sonra içeri buyur ettim. Bey içerde siz geçinde dedi o tonton teyze. içeri girdiğimizde hoca suratıma baktı ve bir anda irkildi