sahile doğru yürümeye başladık.
e sahilde takılalım. kumsalda kumlara gömülüp birer bira daha içeriz ha?
içebileceğimi hiç sanmıyorum dedim.
dilan fırladı markete doğru. gece saat 1 e geliyor.
sahilde 3-4 grup kızlı erkekli takılıyordu. bi 15 kişilikte çavo grubu vardı bi de biz.
dilan elinde poşetlerle geldi.
ulan 3 tane extra cips çekirdek. şaşırdım a. koyum.
bu arada ikisininde sevgilisi var birininki izmirde diğerininki de bizim fakültede.
bizim fakültede olan çocugu tanıyorum bizzat. şaşırmamak elde mi izmir kelimesi geçiyor.
neyse zorla içmeye başladım ufaktan o birayı da.
bunlar ısrar etmeye başladı benim mevzu hakkında.
kız meselesi işte büyütülecek birşey yok boşverin desemde kaçarım olmadığını anladım ve anlatmaya başladım böyle böyle.
anlattıktan sonra ufaktan pişmanlık duygusu yaşadım keşke anlatmasaydım diye
hep te böyle olur anasını satayım.
çişim geldi.
ben bi kobrayı kusturayım hesabı kalktım en yakın kafenin tuvaletine.
işerken farkettim her taku zippoyu telefonu cüzdanı her bi gibimi orda unutmuşum.
pantolonu çektiğim gibi fırladım.
baktım seray benim telefonu almış biriyle konuşuyor.
şok oldum. telefonumun şifresini nasıl açmıştı kızı nasıl bulmuştu rehberden.
bu soruların zamanı değildi.
napıyosun sen demeye kalmadan eliyle sus işareti yapmaya başladı.
dinledim.
benim hatunu aramış anlatıyor usama böyle böyle bir çocuk felan.
hayır bi kızın konuştuğuna mı yanayım aramızı düzeltmeye çalıştığına mı yanayım ne yannak yiyeceğimi bilemedim o an.
sessizce dinledim beyler.