Bölüm 3: Talihsiz bebek büyüyor.
Yavaş yavaş yanık ayak ile yürümeye ve gülmeye çalışıyormuşum. Ailem tarafından en kıymetli olarak büyütülüp, en değerlileri olmuşum. Ne kadar talihsiz olursam olayım, ailem bana çok iyi baktı. Çocukluğum huzurlu ve mutlu geçti, sokakta top oynamalar, koşturmalar ve çok samimi olduğum çocukluk arkadaşlarım.. Bigiblete binmeyi çok severdim, öyle hatırlıyorum. Ailem bana bigiblet almış, ben ise 6 yaşındayken 2 tekerli bigiblete binmeye başlamışım. Caddelerde, sokaklarda gezerdim. Sokağın başında bir berber vardı, aile dostuydu. Babam, sürekli bu sokağın başına gelirse onu geri yolla diye söylermiş. Bende hep oraya gittiğim zaman geri yollanırdım. Çok iyi hatırlıyorum, misafirliğe gidiyorduk. Bigibletim ile kırmızı kartal model arabanın altına girmiştim. Kim bilebilir ki, belki beni melekler korudu. Çok talihsiz, şanssızdı... Hayatını artık dolu dolu yaşasın diye mi orada ölmedim? Yoksa ailem yanımdaydı ve o aracın altında ezildiğimi görmesinler diye mi ölmedim? Ne içindi, gibtiğimin dünyasında yaşamak için ne gibi bir sebebim olabilirdi ki?