8. EVRiM TEORiSiNi ORTAYA iLK DARWiN SUNDU.
Evrim görüşü M.Ö. 6.yy’a kadar gider.
M.Ö. 6.yy’da Anaksimander
Sonra Herakletios
M.Ö. 5.yy’da Empedokles
Ancak Aristo ve Platon’un yaratılışçı düşüncelerinin aşırı ve baskın oluşu, bu düşünürlerin görüşlerini dönemlerinde önemsiz kılmıştır.
Evrimi sistematik bir şekilde ele alıp bilim niteliği kazandıran kişi Jean Baptiste Lamarck (Arkaplanında Charles Lyell, Georges Cuvier, Richard Owen, Erasmus Darwin(Darwin’in Dedesi) gibi biyologların keşif, bulgu ve iddialarının bulunduğunu belirtmeliyiz.
Robert Jameson: Evrim sözcüğünü katan ilk isim olmuştur.
Alfred Russell Wallace: Darwin ile aynı tarihlerde benzer çalışmalar yapıp aynı sonuçları elde ediyor.
Doğal Seçilim Teorisi, bu iki büyük isme ithafen Darwin-Wallace Teorisi olarak da anılmalıdır.
Kitap yayınlandıktan 10 yıl sonra, bilim camiasının neredeyse tamamı evrim fikrini kabul etmişti.
9. iNSANDA EVRiME DAiR BiR BULGU GÖZÜKMEMEKTEDiR.
Genler, yaşamın kodlarıdır ve genler yalan söylemez. Genlerin ve DNA’nın incelenmesiyle pek çok kez evrimin kanıtlandığı söylemiştim.
Peki kendi vücudumuza bakarak evrimi görmek istersek?
Bunu körelen organlarımızdan pekâlâ görebiliriz. Burada bir bilgi notu vereyim. Körelen organlar üçe ayrılır;
1. Tamamen yok olanlar.
2. Vücutta ilk haliyle bulunanlar(ancak işleyişine devam etmez.)
3. Yeni işlev kazananlar.
Apandis: Eskiden ot ve meyve temelli bir diyete sahipken bitkisel selülozu sindirmemizi sağlayan apandisimiz, artık o kadar yoğun olarak ot tüketmediğimiz için körelmiştir. Ancak yapılan son araştırmalar bu organın sindirim kanalının savunma sistemine katkı sağlayacak şekilde bir işleve dönüştüğünü ortaya çıkarmıştır. (3)
20 yaş dişleri: Ot temelli diyetten, et ağırlıklı diyete geçmemiz ve beynimizin evrimi sırasında küçülen çene yapımızdan dolayı körelen organlar arasında yer alır. Bazı insanlarda 20 yaş dişleri hiç oluşmaz, bazılarında oluşur ama çıkmaz. (Bazı insanlarda 2, bazı insanlarda 1)*
•
Bu değişkenlik(varyasyon) bile evrim bir kanıtıdır esasında.)
Kuyruk sokumu kemikleri: Bu kemikler, kuyrukları olan maymun atalarımızda ve kuyruklu maymun kuzenlerimizde, kuyruğu destekleyen ve vücuda bağlayan yapılardır. Ancak 22 milyon yıl kadar önce insana gelecek soy hattında kuyruklar işlevsizleşmiş ve yitirilmeye başlanmıştır. Kuyruğumuzun içerisindeki tüm kemikler de, kuyruğumuzla birlikte yok olmuştur. Ancak bu bağlantı noktasındaki kemikler, günümüze kadar körelerek ulaşabilmiştir. (1) (Kuyrukla ilgili belirtmem gerekir: 1884'ten bu yana 23 kuyruklu bebek doğumu vakası bildirilmiştir.
Darwin Yumrusu: Bazı insanların kulaklarında bulunan ve eskiden yüksek frekanslı sesleri toplamak için kullanıldığı düşünülen çıkıntı. (2)
Üçüncü Göz Kapağı: Gözlerimizde bulunan ve sürüngen atalarımızda su altında görebilmeyi sağlayan, bizde ise hiçbir işe yaramadan bulunan kapak. (2)
Plantaris kası: Ayaklarını da elleri gibi kullanabilen atalarımızdan kalan ve halen ayaklarımızda büyük oranda işlevsiz bir biçimde bulunan kas. insanların %9’unda bu kas hiç bulunmaz. (2)
Auriculares kasları: Kulaklarını geniş açılarda hareket ettirebilen atalarımızdan kalma kas. (2)
Sahte genler: Tüm canlıların genomlarında değişen miktarlarda bulunan işlevsiz genler. (2)
Kılların ürpermesi: Kıllı atalarımızdan kalma bir uyarı davranışı. (2)
10. EVRiM iÇiN MiLYONLARCA YIL GEREKiR.
Evrim için birden fazla nesil gerekir.
Şayet canlı türünün nesli oldukça kısaysa*, evrim makro düzeyde de oldukça rahat gözlemlenebilir.
Tabi evrim için gerekli laboratuvar çalışmalarının yapılmış olması gereklidir.
Lenski ve Endler deneylerinde kullanılan canlıların nesli oldukça kısa süreli olduğundan, her değişen nesil ile birlikte varyasyon ve genetik aktarım arttığından evrim yıllar içerisinde gözlemlenebilmiştir.
•
Bazı bakterilerin bir nesli 20 dakika sürmektedir. Bu süre bazı virüsler için daha azdır. insanların ortalama 20-30 yılda bir nesil oluşturabildiğini düşünürsek bu oldukça kıza bir süredir.