+12
Okuldan yeterince uzaklaştığımda oturdum bi kaldırıma. Yaktım Kırmızı Pall Mall'ımı. Arıyorum Merveyi açmıyor tabi. Evine gitmeye karar verdim. 40-50 metre kalmıştı zaten.
Çaldım kapıyı. Babası açtı buyur oğlum dedi.
" Ya ben Merveye bakmıştım ama?"
ismimi sordu söyledim. içeriye seslendi:
Merve, domalamayan ferre yildizi gelmiş seni bekliyor gel bir bak istersen dedi.
Birkaç dakika sonra merve indi aşağı. Babası girdi içeri. ikimizin de gözleri doldu. Ağlamaya başladık. Sadece ağladık dakikalarca. Masum bakan yeşil gözleri, kumral düz saçları. Sadece sarılıp koklamak istedim onu.
Ağzından sadece tek bir kelime çıktı gözyaşları arasından.
"Neden?"
Lütfen biraz konuşalım sana yalvarıyorum diyebildim sadece. Ayaklarına kapandım.
Baba ben biraz dışarı çıkabilir miyim gelirim hemen. dedi.
Babası da tam bir öküz gibi:"Çık gel."
Dedi.
Yürümeye başladık.
Seni gerçekten çok sevmiştim domalamayan.
+Nolursun beni bırakma kendime ne kadar küfrettim ne kadar kendime bela okudum bilemezsin.
-Bunu yapmış olmana inanmak istemiyorum domalamayan. Şu kısacık süreçte bile hep seni ön plana koydum. Hayatımın merkezinde hep sen vardın nasıl yaptın bunu bana?
O an kendimden nefret ettim beyler. Ahmet nasıl bir şerefsizse ben onun 10 katı şerefsizim.
Böyle mükemmel bu denli temiz saf bir kıza ben nasıl yaptım bunu. Ahmet muallaksinin tuzağına nasıl düştüm?
Oturduk bir parkta konuştuk. Biraz yumuşamıştı ortam. Daha doğal muhabbetlere dönüyoduk. Annesini sordum beyler. Keşke sormasaydım.
2 sene önce kaybetmiş annesini. Trafik kazası..