Bizim bi Mustafa vardır bodyguard deriz ona fatih ve furkanı Mustafayla halletmeyı, kendi dişim olan ahmeti de ben pataklamayı düşünüyodum. Konuştum mustafayla en ince ayrıntısına kadar bütün dalgayı anlattım. ondan da zaten diğer arkadaşlara ulaşacaktı olay.
ilk başta bizim tayfayı okula getirmeyi düşündüm fakat öyle yaparsam merveyle aram çok açılacaktı. Hem benim kişiliğime aykırıdır başkalarıyla ego savaşına girmek. Fakat bu sefer farklıydı.
Ertesi gün okula gittim başıma bir iş gelmedi yol boyunca. Okul girişinde bu ahmet bini fatih , furkan ve bir dallama daha okulun önünde bekliyorlardı beni. Bozuntuya vermedim girdim okula. Tehdit olsun diye yarak yarak bekliyolardı işte orda.
Derste ve tenefüslerde merveyle sürekli konuşurduk. Onun hedefi yüksek olduğu için derslerde konuşmayı bırakmıştım. Hem ahmet binini kıl ediyordum hem de mervenin derslerine engel olmuyordum sadece tenefüslerde konuşarak.
Tenefüste oturdu yanıma. Bitirdim ahmetle dedi. Ben onun bu kadar şerefsiz bir insan olduğunu hiç düşünmemiştim dedi. Saftır çünkü merve. iyi niyetlidir aklı kötülüğe çalışmaz hiç. Ve saf güzellikte, tertemiz bir kız. Baştan sona anlattım olayı. Domalamayan lütfen uyma ahmete uzatmayın bu işi dedi. Ama ben merveye çaktırmadan bitirecektim rezil edicektim ahmeti.

Bizim okul tayfası resmen ikiye bölünmüştü ahmetçiler ve domalamayan ferre yildizi cılar olarak. Tabi ahmetin tarafı çoğunluktu ama okul dışında bana tekrar bulaştığında ben ona yapacağımı biliyordum.
Okul çıkışında bu yine mervenin peşinden gitti. Bizim merveyle yollarımız aynı olduğundan o ikisi önden, ben arkadan gidiyordum. Ahmet yavşağı kızın peşini bırakmıyor, zorla peşinden gidiyordu. Ben ise daha fazla dayanamadım ve yetiştim bunlara. Ahmet diye seslendim. Döndü arkasını beni gördü. Ne oldu lan yetmedi mi dünkü posta dedi.
-Bak yanında o iki ayıboğan yok seni burda katlarım dedim
Hızlı adımlarla bana yürümeye başladı. Merve uzaktan bakıyordu.
-Merve git. dedim.
Tekrar baktım yüzüme ve merve evine git dedim tekrar.
Ahmeti kaç aylık sevgilisinin yanında rezil edecek kadar düşürmemiştim henüz seviyemi.
iyice yanıma yaklaştığında bir tane geçirdim ağzına muallaknin.
Arkamı döndüğümde ise daha gözümün morluğu geçmeden hayatımın en büyük dayağını yiyeceğimi fark etmiştim. O fatih ve furkan yanlarında 2-3 dallamayla birlikte bize doğru koşuyorlardı. 1 kişi olmuştu 5-6 kişi.
Var gücümle koşmaya başladım. 2 kişi neyse de 6 kişi olmuşlardı bir anda...