+22
14 Kasım 2003
Gitmekle gitmemek arasında kalmışken, ne kaybedebilirim ki diye gittim. Oturmuş bekliyordu beni uzaktan biraz izledim. Tam adım atacaktım telefonum çaldı. Baktım Ertuğrul Ağabey arıyor. "Şimdi sırası değil." desem bile El-Kaide aklıma geldi.
Açtım mecburen. "Acilen gel dükkana." dedi kapattı. Elim telefonda kaldı. Sevdiğim kadın belki 100 adım ötedeydi. Vatan ise bana gel diyordu. Durdum 15 saniye filan hareketsiz arkamı döndüm. Yürümeye başladım. Ertuğrul Ağabeyin dükkanına doğru.
Girdim içeri, "Ne oldu ağabey?" diye sordum. Verdi adresi, "Gidin sorgulamadan öldürün, kim var kim yok, yaşına başına bakmayın, 12-13 yaşında ki çocuk olsa bile gidin öldürün" dedi. "Kim ağabey bunlar?" diye sordum. "El-Kaide." dedi. "Ne işi var bunların?" diye sordum. "Amerika bir şeyler yaptırmak istiyor bize yaptıramıyor. Bunları kullanarak yaptıracak." dedi. Emir girdi o sırada içeri. iyileşmiş. ikimiz gidecek halledecektik.