+2
Adı Ahmetmiş. Çok tatlı bir amcaydı, şeydi gençlerin önünü açalım tarzında. Bizi konuşuyordu falan. Beni Melisa'ya övüyordu onu bana. Laf lafı açtı dedi sen nerde oturuyosun falan ben dedim istanbul'da oturuyorum onu görmeye geldim. Yapma ya dedi, çok sigara içiyodu belli zar zor anlıyoduk dediklerini zaten. Çok mu seviyosun onu dedi görmeye gelmişsin ordan buraya. Melisa'ya söyleyemediğim şeyi bu yolla söylemiş oldum. Evet seviyorum dedim. Bak bak kızım bırakma bu çocuğu falan yapıyor.
O muhabbet öyle devam etti gitti sonra amca. Biz de kalktık gittik çarşıya doğru. Çarşının içinden geçtik dolaştık. Arka taraflara doğru bir yol gördük çok şirin bir yol. Bilmiyorum ben burayı hiç dedi, ben de bilmiyorum hadi gidelim dedim. Girdik yürüdük yürüdük yol bitecek gibi değil sola doğru daldık ilk gördüğümüz yerden. Eski dökük falan ama çok güzel bir ahşap bina vardı terk edilmiş belli. Yan tarafında çocuklar oynuyordu sesleri geliyordu. Bizim durduğumuz yer tamamiyle boştu. Sanki dünyada bilinmeyen yer gibiydi.