prof. dr.rikneddin nissanoğlu anlatıyor….

gazi hazretleri o sabah pek neşeliydi salih bozok'a döndü.. salih dedi gel atatürk orman çiftliğine gidip bir kaç bira içelim değişiklik olur.. salih bozok paşam daha 2 saat önce ordaydık yine mi oraya gideceğiz der.. atamızın keyfi hafiften kaçmıştı salih biliyorsun orada benden para almıyorlar çünkü şişelerde benim adım yazıyor 5 dakka sonra işeyeceğimiz şeye bir de para mı verelim.. salih bozok isteksizce peki paşam dedi otomobili hazırlattı yola çıktılar ilerde bir çoban vardı zayıf kara kuru 1.60 boylarında falan…gazi paşa salih dedi çağır şunu gelsin güreşicem ..rahat alırım gibi geliyor bana.. hem ondan 4 santim daha uzunum avantaj bende.. salih bozok çobanı çağırır çoban atamızla güreşir… tak diye sırtını anında yere vurur.. salih bozok telaşla çobana çıkışır sen ne yaptığının farkında mısın o kim tanımadın mı… çoban 5 liranın üzerindeki resmi hatırlar şimdi gibi tuttuk bakışı atar.. tanıdım tabi der yunan komutanıdır o.. atamız yattığı yerden kalkar salih der işte türk insanı bu yunanı görünce hemen yenmeyi düşünüyor zuladan 2 şişe bira çıkarır çobana verir.. salih yarın kesin yenerim bunu bugün hızlı davrandı 1 2 3 demeden başladı der sonra boş konuştuğunu farkedip ufka bakar geldikleri gibi giderler der

rikneddin nissanoğlu

kolay kurulmadı cumhuriyet- tarih vakfı yayınları
sayfa: 28 xd