+22
25 Haziran 2003
"Belki de seni öldü zannediyordur. Yaşadığın yeri biliyor muydu?" diye sordum. "Evi değil ama bölgenin ismini bilir." dedi. "Gömdüğün silahlar arasında bomba var mıydı?" diye sordum. "Çok fazla vardı." dedi. "Nereden buldun onları?" diye sordum. "Satılmışlara çok silah verdi Amerika daha girmeden, onları tespit etmeye çalıştık. Irak'ın düşmesi bizim için iyi olmazdı. Engelleyemedik." dedi.
"Amerikanın silahları ile Amerikayı vuracağız." dedim. "Aklında ne var?" diye sordu. "Bu gece silahları bombaları çıkartıp eve tuzaklayalım. Yarın eve girdiklerinde büyük bir patlama olsun. Böylece Amerikan askerlerine hem gözdağı veririz, hemde adam yaşıyorsa bir mesaj olarak algılar." dedim. "Geceleri devriye geziyorlar, hem yayan hem arabayla mümkün değil." dedi.
Serdar lafa atladı. "Ağabey hem diğer gün kazdığımız yer belli olur, içeri girmezler." dedi. "Mayın zannedebilrler." dedi Emir. "O zaman mayın var mı yok mu diye ararlar bulamayınca içeri daha sinirli girerler, sonları olur." dedim.
"Çok tehlikeli bir şeye kalkışıyoruz." dedi Emir, "Ben Amerikan askerlerini uzun zamandır takip ediyorum. Neredeyse kapıda yatıp kalkıyordum . Sizi de bu sayede gördüm." dedi. "illa ki bulacaklar bizi, böyle bekleyerek bir şeye ulaşamayız." dedim.