-
526.
+3PART19Tümünü Göster
Başbakanın etrafını çeviren arabalar gibi çevirmişlerdi etrafımızı. yine o fısıltıları duyuyordum fakat bu sefer ne başım dönüyor ne de başım ağrıyordu. En sondaki eve vardık ama sinirli olan yaşlı cin bizi eve almadı ve bağırarak üstümüze yürüdü arapça birşeyler söyledi bizi tehdit eder gibi. Dedem cevap vermedi ve bize eliyle köyün çıkışını işaret etti köyden yavaş adımlarla çıkıcaktık bu sırada bizim etrafımızı saran köy halkına yaşlı cin birşeyler söyledi. Hiçbiri peşimize takılmadı ve 10 dakika içinde köyden çıktık.1 saat sonra eve vardık. Dedem getirdiği aynayı penceresi olmayan eskiden yakupla kaldığı odaya koydu. Bir tanede çarşaf aldı ve aynanın üstünden kafasına örttü dışarıda kalan kapalı kutuyuda aynayla kendisinin arasına aldı. Fatih ile bana istersek çıkabileceğimizi söyledi. Fakat fatihde bende çıkmak istemedik. çarşafın altındayken kapalı kutunun içinden birşeyler döktü yere ve kum sesi çıkarıyordu. büyük ihtimal toz gibi birşeydi. Bunu döktükten sonra arapça birşeyler söylemeye başladı. O arada penceresi olmayan odada bir anda gölgeler kararmaya ve yoğun bir karartı haline gelmeye başladı. Dedem o anda birşeyler söylemeyi bıraktı. Yaklaşık 2 dakika boyunca tozların sesi geldi ve ardından dedem tekrar arapça birşeyler söylemeye başladı gölgeler hareket haline geçmeye başladı. Dedem sanki biriyle konuşuyor daha çok soru soruyor gibiydi. Çarşafın içinden fatihe kendisinin köyden getirdiği kitabını almasını ve 329.sayfadaki 7. cümleyi durmadan okumasını söyledi. Bunu yapmak için fatih odadan çıktı ve kitabı alıp geri döndü. Fatih sayfaları çevirmeye başladı ve bir süre sonra sayfaları çevirmeyi kesip okumaya başladı fatih okudukça gölgeler hareket ediyor devam ettikçe gölgelerin hareketi çoğalıyor ve hızlanıyordu. fatih bir süre sonra bağırarak okumaya başladı bağırdı bağırdı ve bir süre sonra okumayı bırakıp bayıldı. Dedem çarşafın altından çıktı ve istediğini almış gibi bir ifadeyle ışığı yaktı. Fatihi gösterdim normal olduğunu ve birkaç dakika sonra uyanacağını söyledi. Ben gördüklerim karşısında şaşkınlıktan kaskatı kesilmiştim. odaya tekrar göz attığımda sanki bunların hiçbiri bu odada yaşanmamış gibiydi ama dedem o arada çarşafı ve aynayı toplamış aynayı siyah tarafı üste gelecek şekilde yere yatırmıştı yerde kalan ve değişik bir şekil oluşturmuş beyaz tozlarıda kutuya koyup fatihi uyandırmaya çalışıyordu. Fatihi uyandırdıktan sonra bir bardak su içirdi ve odanın kapısını çekip çıktık olan biteni bizim odada anlatacaktı dedem. Bizim odada sinan vardı ama sinanda çekineceğimiz birşeyimiz olmadığı için anlatmaya başladı dedem : Bakın beyler geçen gittiğimizde seni halkanın ortasından kurtarmak için bir cini yakmak zorunda kaldım bu yüzden bu kez gittiğimizde bize daha sinirlilerdi ve anlaşma yapmak istemediler. Bende eve gelip başka cinlerden yardım almak için iletişime geçtim ve olanları öğrenmeyi başardım. Şimdi kulaklarını dört aç ve beni iyi dinle oğul. Dedem bu kavmi buraya hapsettiğinde elinde bir sürü koyun kemiğiyle dışarıda kalan ve içeriye giremeyen bir cin varmış. bu cinin sevdiği kız köyün içindeymiş. Fakat içeri girmesi içinde bu taşların büyüsünü bozması gerekiyormuş o yüzden taşların olduğu yerin haritasını çıkarıp yıllarca milleti kandırmaya çalışmış ve sizin elinize geçen haritada budur oğul. kim vasıtasıyla aldıysanız o haritayı tekin birisi değildir ve size kötülük etmek istemiş oğul. O anda kafamda şimşekler çaktı ve Abdullahı düşündüm. Ayrıca dedem cinlerden yardım aldığını ve kendi kitabını ve haritayı vermesi karşılığında bu dertten kurtaracağı anlaşmasını yapmış. buna sevinmiştim dedem tam söze tekrar girecekken evin önünde bir araba sesi duyuldu ardından hızlıca kapılarının kapanma sesi duyuldu...
başlık yok! burası bom boş!