+6
Nida ayın 10 unda buradaydı 12 sinde buluşacaktık sürekli gittiğimiz cafede. Akşam saatleri işte Nida geldi. Bende hediye yokmuş gibi hediyeyi kasaya bıraktım. Hoş geldin fasılları oturduk:
N:Ee kutlamayacak mısın doğum günümü? Hediyem nerde ?
B:Unuttum ya özür dilerim.
N:Pislik.
Daha konuşmadı bir soruma cevap verdi “Pasta yedin mi bugün?” “Hayır.”dedi. Zaten 5 dakika gibi bir süre sonra Ali abi pastayla geldi. Pasta fakir işi 2 kişilikti. Mumlar var üstünde. iki kişilik pasta aq 3 mumdan sonra almaz zaten. Pastanın bulunduğu tabağın, kenarında papatyalar var, sırf seviyor diye. Neyse. Mumu üfledi diğer müşterilerde alkışladılar. Yüzü kızardı. Ama gülüyordu. Sanki demin bana sinirli değilmiş gibi tekrar konuşmaya başladık. Hediyesini getirdim. Açtı küçük kutu işte bileklikler var “Sen seversin” dedim kalktı sarıldı bana. Kızım sarılma bak, bu yüzden olaylar değişiyor işte.O günün sonunda bir şeyin farkına varmıştım konuşması değişmişti. Canım falan diyordu yakınlık, kuruyordu yürürken veya yan yanayken başını omzuma koyuyordu. Ve hep değindiği bir cümle kuruyordu.”Söz ver bana, gitmeyeceksin hiç.” Diye. Ulan içimden mi geliyordu, yoksa yalan mıydı? Ama hep “Söz lan” demiştim. Herhalde ikimizde farkındaydık bir gün birisi, sözünde durmayacak ve gidecekti.