+77
-1
Yanıma gelip 15 gün ayrı kalacacağız. Ne yapmayı düşünüyorsun? sorusuna" binlerce kez seni düşünüyorum. Demek isterdim ama. Bilmem zaman ne gösterirse onu yapacağız diyebildim.
Daha sonra bi kağıda bak bu benim telefon numaram, mesajlarız dedi.
Bende hemen bi kağıda numaramı yazdım verdim. Ve orada ayrıldık. Akşam 20:00'da.
-Unutulduk hemen tabi.
+Yoo unutmadım, seni düşünüyordum yazdım.
Gecelere kadar, hatta sabahlara kadar bu böyle ilerledi gitti. Cesaretimi tooplayıp söyleyecektim okulun ilk günü.
1.ders
2.ders, derken akşam oldu.
Okul çıkışında yürüyelim mi biraz dedim. Sahil taraflarında" o bana tatil boyunca yaptıklarını anlatırken, benim kafamda ulan nasıl söylesem ki bilemedim düşünce beynimi kemiriyordu.
- hadi emre, hadi oğlum söylersin sen.
- lan ne korkaksın adamsın be sen ?
+ kafamı kaldırıp, sana söylemem gerek birşey var dedim ?
- elini sağa, sola oynatıp, ne diyeceksin dedi ?
Okulun ilk gününden bu yana aklımdan çıkmıyorsun ?
Kayıt günü ilk seni orda gördüm,o an istedim ki aynı sınıfta olalım.
Herşey istediğim gibi oldu, bırak aynı sınıfı aynı sırada oturuyoruz.
içimde ne varsa döktüm orda, hepsini bir kaç dakika içersinde. O bana baktı,ben ona.
Konuşmadık hiç, sıralarımız bile değişti.
Daha sonra bir gece mesajda;
" ben seni sevmekten korkuyorum" dedi.
Uzun, uzun konuşmalardan sonra nihayet istediğim olmuştu.
Pek fazla sürmedi, babasının tayini çıkması sonucu, okul sonu ayrılacaktı okuldan.
Başka memleket, başka okul.
" Fakat aynı "biz" olacağımıza söz verdik."
Tam iki sene bekledim o'nu hiç bir yere sapmadan iki sene.
Bu iki sene içerisinde sürekli konuşuyorduk,her gece sabahlara kadar.
Fakat hastalığından hiç bahsetmiyordu bana. Bende bilmemezlikten gelip canını sıkmak istemiyordum.
Ve o gece tekrardan, bizim bu tarafa taşınacaklarını söyledi.
Mutluluktan havalara uçacaktım. Bir kaç ay sonra taşındılar.
- ilk buluşmamızda bir fotoğrafını verdi bana.
Fakat zarfın içerisindeydi.
- bana söz ver,ben sana ne zaman aç dersem o zaman açacaksın demişti.
- tamam diyebildim sadece. Ve o gün 2 senenin acısını saatlerce gülerek geçirdik, evlerimize gitme kararı aldık.
Fakat ayrıldıktan 5 dakika sonra bir numara aradı.
- alo, kimsiniz ?
- merhaba delikanlı,ben az önce oturduğun kızın babasıyım. Biraz konuşalım mı vaktin var mı dedi ?
- evet, neden olmasın ?
Bir adres belirleyip yanına gittim, herşeyi göze alarak.
- o anlattı ben dinledim, kızının kanser olduğunu söyledi.
- daha önce annesinden bildiğim için, biliyorum efendim diyebildim.
- kızını üzmememi,onu son günlerde mutlu etmemi istedi.
Bir baba kızını mutlu etmemi istiyor, daha ne denir ki ?
Günler, haftalar beraber geçti derken aylar olmuştu.
Saat 23:18 telefonu çaldı arayan babasıydı, hastanedeyiz gelebilirmisin dedi ?
Hastaneye yetişmem pek vaktimi almadı, odaya girdiğimde, uyuyordu.
Fenalaştı dediler, başkada birşey demediler.
Tam hatırlamıyorum ama 45 dakika sonra uyandı. Annesi yanına gitmemi söyledi, sanki herşeyi biliyor, hissediyor gibiydi.
Eve gittiğinde o zarfı aç oku dedi.
Tümünü Göster