-
26.
+2nuran'la yazıştıkça kimliğimle ilgili minik bilgiler veriyordum kasıtlı. o da az çok tahmin ediyordu kim olduğumu, bunu 29 ekim 2011 tarihinde kanıtladı kendisi.Tümünü Göster
sabahtan okula gittiğim bir gün, okulda tören falan vardı. tabii ki biz arkadaşlarla takılacaktık. okul dağıldı falan biz okulda duruyoruz. nuran ve arkadaş grubu da duruyor. sonra küçük çocuklar sahada oynarken bana maç yapak mı abi la dediler. biz de arkadaşlarla girdik bunlarla oynuyoruz falan. sonra nuran'lar geldiler bize biz de oynayabilir miyiz? diye sordular. başımla onayladım. bu sefer utangaç çocuğu oynuyorum iyice çaksın kim olduğumu diye. utandığımdan değil yani(valla lan). işte onlar iki topa vurdular falan, öyle maç bitti. biz tam arkadaşlarla ayrılacaktık ki nuran baknickime sen de bizle gelsene dedi. bizim arkadaşlar çakmadan kaynadım. güzel ektim ama amk asosyallerini(sövmeyin). işte nurhan ve okulda sosyal olan diğer arkadaşlarıyla beraber bir yere gidip oturduk. ben de o gün arkadaşlarla fotoğraf çekinmek için ben fotoğraf makinesi getirmiştim. telefonum servisteydi.
bu arada lise hediyesi olarak w995 almışlardı. onun servisine de ayrı sövmek istiyorum. amk telefonun kulaklığı bozuldu, telefonu da servise gönderiyoruz. bir de 30 gündü galiba o zamanlar servis süresi, 29. günde gelirdi telefon hep. kulaklık 3 defa bozuldu oradan biliyorum. bu 3. gidişi servise, neyse. o yüzden makine zütürdüm yani.
orada fotoğraflar falan çektik. nuran'la biraz sohbet ettik tabii ben hiç çaktırmıyorum bu sefer kim olduğumu. o gün bir kaç fotoğraf da onlarla çekindik. ben akşama facebook'a koyabileceğimi söyledim fotoğrafları.(facebook yerine cool görünmek için sosyal medya diyişimi hatırlıyorum, he çok cool amk. çenemi gibeyim)
nuran'la hala yazışıyoruz. kim olduğum konusunda iyice emin olduğunu düşünüyorum. ama biraz daha öyle dursun o.
galatasaraylıyım. sağlam galatasaraylıyım. o yüzden facebook'ta maçlarla ilgili durumlar paylaşırdım. o dönemlerden birinde selin diye bir kız mesaj attı maçla ilgili. bildiğin iletişim başlatmaya çalışıyor. zaten yavşak bir kız afedersin. o düzenli olarak mesaj atıyor. mecbur geçiştirici cevaplar atıyorum kıza ayıp olmasın da anlasın artık diye. anlamadı. en son bana fizik çalıştırır mısın dedi, ben de çok iyi bilmiyorum fiziği zaten sana nasıl çalıştırayım dedim. 90 küsür aldığımı öğrenmiş. bir daha da yazmadı zaaaaa.
bizim sınıftan bir başka kız daha var. güzin. onunla iyice sohbet ediyoruz ki eliz'in yakın arkadaşlarından. bu bana şakacıktan sevgilisiymişim gibi yaklaşıyor. lan yavşak o benim taktiğimdi. tereciye tere satıyor anlayacağınız. neyse oyunsa oyun beybi, ben geri çekilmem sen konuşana kadar.
sınıfta elimi falan tutuyor, neyse bir şey demiyorum. tabii soruyorlar sınıftaki arkadaşlarım ne ayak diye, oğlum bir şey yok lan arkadaşım diye geçiştiriyorum. nasıl arkadaşlarım var lan benim...
--spoiler--
ahahah aklıma geçenlerde urfalı bir arkadaşımın söylediği bir laf geldi. mezuniyet balosu günü pompanın eşiğinden döndüğüm kızdan bahsediyordum da o senin neyin baba dedi. ben de yine arkadaşım la dedim. o da aksanlı bir şekilde heee gündüz pampi akşama pompi he mi dedi. o söyleyince daha komik olmuştu lan, yazınca olmadı...
--spoiler--
nihayet güzin'in konuşma vakti gelmişti ama bana direk şey dedi: bazı yanlış düşüncelere kapılmıştım. işte arkadaşlarımla ilgili, hoşlanma gibi diyelim. yanlış düşüncelerdi bunlar. ben de haklısın, bayağı yanlış düşünceler dedim. o defteri kapattım yani. kendimi bollukta hissediyorsam(nasıl bir bolluksa amk ahaha, bolluk görmemişim işte. neyse daha sonra göreceğiz) giblemeyen tavırlarımla takılıyorum. yine genç arkadaşlarıma tavsiye verecek olursam bu taktik de ölçüsünü bilirseniz işte yarar. ben 4,5 senede öğrendim ölçüsünü, umarım siz daha çabuk öğrenirsiniz. bir de bu ölçü kızdan kıza değişiyor. ona göre.
başlık yok! burası bom boş!