+21
10 Ekim 2000
"Ajanları öldürdün mü?" diye sordu. "Evet boğazlarını kesip gömdüm." dedim. "Suriyenin ne işi var orada, Amerika ile ortak mı hareket ediyorlar. Bilmediğimiz şeyler var." dedi. Bir şey söyleyemedim. "Farid'i ne yaptın?" diye sordu. "Ne yapacağımı öğrenmek için buraya döndüm." dedim.
Zarfı iyice inceledikten sonra "Ne yapman gerektiğini biliyorsun, aynı yere göm, bu gece burada dinlen, sabah ben geleceğim. Döneceksin işini halledip geleceksin." dedi kafamı salladım.
11 Ekim 2000
Sabah erken saatlerde Ertuğrul Ağabey geldi biletimi verdi. Bir şey demeden çıktım. Yaklaşık 1,5 saatte Beyruta vardık. Yine araba kiralayıp dükkanı izlemeye başladım.
Üstümde silah yoktu. Yeni bir ustura almıştım. Bununla halledecektim işi. Gece oldu. Yayan olarak takip ettim. Evine girdi. Kerbin evdi. Duvardan atlayıp evin bahçesine indim sessizce. Bir cam açıktı. Hava sıcak sayılırdı. Camdan içeri girdim. Tüm ışıklar kapalıydı.
Usturayı açıp bakınmaya başladım. Kapıya geldiğimde vestiyerde susturuculu bir silah gördüm. Silahı aldım. Jarjörünü yavaşça çıkardım mermiyi kontrol ettim. Gerçek mermiydi. Jarjörü yavaşça taktım ama sessizlikte büyük bir ses gibi çıkıyordu. Duymuş olabilirdi. Yavaş yavaş evi gezmeye başladım.