+117
-9
Beyler anlatacağım hikaye gerçekten başımdan geçen korkunçlu bir hikayedir. Hikayeye başlamadan önce bir ayet yazmak istiyorum
Ve mâ halaktul cinne vel inse illâ li ya'budûni.(Ve Ben, insanları ve cinleri (başka bir şey için değil, sadece) Bana kul olsunlar diye yarattım.) Bu ayet beni kendime getiren ayet oldu beyler. izninizle hikayeme başlıyorum
Part1
Sene 2009'du. Şirketin orta yaşlı,kel ve cimri olan genel müdüründen yıllık iznimizi 3 arkadaş toplu olarak aldık. Yıllık izni eylül ayında almıştık.Çünkü yazın şirkette yıllık izin kaosunun ortasında kalmış ve sonuç olarak yazın izin alamamıştık. Birlikte izin aldığım arkadaşlarımdan kısaca bahsedecek olursam. Birisi benimle yaşıt olan (21 yaşında) uzun boylu, kumral,zayıf ve yakışıklı birisi olan Sinan. Bir diğeri ise Bekir abi; 50'li yaşlarında gençliğini hızlı geçirmiş gömü ve şarap ikilisinden oluşan hayat felsefesiyle belleğinde birçok yaşadığı olay barındıran bir abimiz. Tatil konusunda da bu abimiz her zamanki gibi bana bırakın beyler dedi bizde her zamanki gibi ona bıraktık. Bizi izmit'in Mollafenari köyüne zütüreceğini orada bir köy evinin olduğunu söyledi. Eylül ayında olduğumuz için hava hafiften soğumuş deniz buz gibi olmuştur diye düşünürken kafamızı dinlemek için gideceğimiz yeşilliği ve sessizliği bol olan bir köy evine hayır diyemezdim. izin aldığımız gece yola çıktık. Bekir abinin o zamanlar lüks araba olan Wolkswagen Caddy markalı arabasıyla gidecektik. Bekir abi beni evden aldı ve çok yorgun olduğunu söyleyip arabayı bana verdi. 1,5 saat sürecek yolculuk için arka koltuğa kuruldu ve birasını açtı. Sinanın evine gittik sinan evin önünde değildi zile bastım ve apar topar aşağı indi elindeki bavulu bagaja atıp arabaya bindi. biner binmez bekir abiden bira aldı ve ön koltuğa kurulup o da birasını açtı. Yolculuk başlamıştı gece 2:30 sularında Mollafenariye gitmek üzere yola çıkmıştık. Tuzla civarına gelene kadar sinan ön koltukta sızmış , bende arkada bekir abinin uyuduğunu düşünerek mısır tarlalarını izleyerek yola devam ediyordum ta ki bekir abinin arkadan bağırarak Ahmet Aslan- Geberiyorum şarkısını söyleyene kadar. sessiz olan ortamda birden gözlerim fırlayacak sandım o sesle. kalan yolu bekir abiyle muhabbet ederek geçirdik ve mollafenariye gelmiştik bekir abiden direksiyona geçmesini istedim çünkü evin tam olarak köyün neresinde olduğunu bilmiyordum. Hemen geçti direksiyona ve o arada sinan uyandı araba durduğu için. Bazı sapa ve karanlık yollardan geçtikten sonra bir patikadan yaklaşık 6-7 dakika yola devam ettik. Ardından köye giriş yaptık ama araba durmadı köyden çıktıktan 10-15 dakika sonra çevresinde ev olmayan ve görünüşü gerçektende ürkütücü olan bir evin önünde durdu Bekir abi. Herşeyin yolunda gittiğini düşünürken ortada bir sorun olduğunu anladım evet ortada gerçekten bir sorun vardı Bekir abinin önünde durduğu evin ışıkları yanıyordu.