+46
3 Eylül 2000
Sabah uyandığım zaman ilk işim Ertuğrul Ağabey'in yanına gitmek oldu. Dükkanda bir kadın vardı. "Ertuğrul Ağabey, ne kadar mübarek adamsın." dedim ve güldüm. "Irakta güzel bir iş aldım. Bana kıyafet lazım halledebilir misin?" diye sordum. "Halledilir, halledilir de Irak'a şu sıralar girmek kolay olmasa gerek?" dedi. "Her şey hazırlandı Ağabey, bu gece oradayım. Akşama kadar halledebilrisen kıyafetleri iyi olur." dedim ve çıktım.
Nişanlım ile buluştum. Yeni bir iş olduğunu döneceğimi söyleyip vedalaştım. Son hazırlıkları yapıp küçük bir çanta ile Ertuğrul Ağabeyin yanına gittim. Yanında kimse yoktu. Dükkanın kapısını kilitleyip arka tarafa geçti.
Arkasından arka tarafa geçtim. "Kıyafetlerin hazır aslanım, Irak'a girişin kolay olacak ama çıkışın kolay olmayabilir. Ne yap et o suikasti engelle eğer yapamazsan tam burnumuzun dibine savaş başlayacak. Biletin" dedi ve bileti uzattı.
Kafamı salladım. Arka bölümde dinleyici riski yoktu fakat iş ön tarafa gelince sorun olabilir diye ağabey-kardeş gibi konuşuyorduk. Kıyafetleri valize koyup çıktım. Önce Irak'a yakın bir yere uçacaktım, ordan bir şekilde geçmenin yolunu bulacaktım.