+12
-1
ne oyunu oynayabiliriz burada? ne istiyorsun söyle bakalım dediğimde, tabiki nefes tutma oyunu aptal cevabını aldım. cidden çok mutlu olmuştum bunu duyduğumda.
çok iyi olduğum bir konuda, onlardan daha iyi olduğumu gösterme fırsatı yaratmıştı bana.
kazananın herhangi bir sınırı olmayan bir istek hakkı olur diye iddayı da belirledim, gülümseyerek kabul etti. ilk dalışı ben yapıp o suya ve karanlığa rağmen
110 saniye civarı durmuştum suyun altında. suyun soğukluğu ve karanlık olmasından dolayı kazandığımdan emindim.
kızda da şaşırmış bir surat ifadesi oluşup, çok absürd şeyler isteme ama yanıtı gelince,
kendi kendime kutlamaya başlamıştım galibiyeti. yine de ben de denemek istiyorum şansımı dedikten sonra cevabımı beklemeden daldı suya. ilk 60 saniyeyi suratımda gülümsemeyle saydım. bu 60 saniyeyi 3. kez saydığımda suratımda yediğim yumruklardan beter eden bi surat ifadesi oluşmuştu.
suyun üstüne çıktığında hadi üşümüşsündür sen, gidelim diyerek isteği sonra alırım dedi, taşak bile geçmeden. bu ne dıbına koyayım? bi kere de şaşırtmayın koduğumun insanını diyerek takip ettim şaşkın, sinirli ve hayran bir halde. yaşadığım duygular birbiriyle sevişiyordu resmen. ajan gibi hepsinin abuk subuk özellikleri vardı dıbına koyayım.
taşak geçiyorlardı benimle resmen. gurur falan kalmadı avradını gibeyim. kızın biri tek eliyle kendinden 2 kat büyük birini kilitliyor, diğeri geliyor 3 dakika soğuk suyun altında duruyor. ama 3 kişilik bir gruptan dayak yiyen ve yumruk atmaya cesaret ettiğim mikodan emir alıyorlar.
hepsi arkadaş gibiydiler ama son sözü miko söylüyordu her zaman. ne ayaktınız siz dıbına koyayım ? mikoyu bu kadar özel yapan neydi ? sonradan anlamıştım gerçi...