+13
hiçbir şey söylemeden durdum karşılarında yaramazlık yapmış cezasını bekleyen küçük korkak bir çocuk gibi. düşünüyordum da aynı zamanda, kafamda aptal aptal sorular
oluşuyordu. tek yaptığım kavgadan kurtarmaktı adamı. absürd bi şey yapsam, enteresan bi şekilde kendimi kanıtlamış olsam, herhangi bir konuda üst düzey yeteneğim olduğumu falan farketseler neyse, sadece o gün mikoyu kurtarmamdan dolayı olayın buraya gelmesi kafamı çok fena karıştırıyordu.
göze direk çarpan şey parlıcak derecede dikkat çeken kıyafetleri, benim yaşlarıma yakın olan çocuklar oldukları ve hiçbir şeye özenilmemiş sade maskeleriydi. simsiyah sade bir maske, sadece göz delikleri açık-ağız/burun için yeri bile yoktu. kendi kendime zütlerinden nefes alıyorlar herhalde diye bile düşünmüştüm o kasvetli odada.
bi 3-5 dk anlamsız bir bekleyişten sonra miko ve işi var onun denilen ciksi kız girdi odaya gülümseyen suratlarıyla. vücudunun gördüğüm her yanını hatırladığım o mükemmelliyet
abidesi elini uzatıp adının serana olduğunu söyleyip tanışmış oldu benimle.
masaya oturmamı istediler ve bi tek katonun ayakta olduğu yerde herkes yerleşti masaya.
diğerlerinin hiç sesini çıkarmadığı masada miko ve serana konuşmaya başladılar benimle. miko kutuda gördüklerine rağmen geldiğine göre büyük ihtimalle bizden biri olmayı istiyorsun diye düşünüyorum artık dediğinde ne diceğimi bilemedim. para yok muydu lan onun içinde ? nasıl bakmazsın dıbına koduğumun salağı kim bilir nelere sebep olcak bu aptallığın diye yakındım içimden kendi kendime. bakmadım diyebildim sadece. serana çok şaşırmış bi surat ifadesiyle önce bana sonra mikoya bakınca ortamdaki soğuk havayı bi nebze dindirmek için; kafam çok dalgındı, unutmuşum, ama işte buradayım gösterceğiniz ve söyleyeceğiniz ne varsa hepsine hazırım tarzı gibimsonik bi cümle kurabildim sadece.