-
26.
+4Bölüm 9 ) Final -Bölüm 1-Tümünü Göster
Not : Bu hikayeye başlamadan önce yazdığım "" içindeki yazılar bizim karakterin bu olayı yaşadıktan sonra hatırlarken ki kendi değerlendirmeleridir. Tekrardan yazmak istedim karışıklık olmasın diye.
"Klagib bir hikaye sanmıştım o an kendi hikayemi. Peki ya gerçekten öyle miydi ? "
Telefonumla uçak biletimi alıp başka hiçbir yere sapmadan direkt uçağa binerek kendi yaşadığım şehre indim ve şirketime doğru yol aldım. Ağır ağır damlalar iniyordu yeryüzüne. Gökyüzüne baktım ve ellerimi açtım. Islanıyordum. Sonrasında ellerimi yüzüme zütürdüm. Ağlamaya başladım.
Çığlıklar atıyordum. Etrafta yürüyen birkaç kişi bana ters ters bakıyordu. Ama umrumda değildiler. Öyle bir moddaydım ki yanımda biri ölse kılımı kıpırtmazdım Şirketime doğru koşmaya başladım. Her adım atışımda gökyüzü adeta parçalınıyor gibiydi. Her adım atışımda gök gürültüsünü daha da yakınımda hissediyordum. Nefes nefese şirketime kadar gelmiştim Kafam eğik bir şekilde hızlıca içeri girdim. Güvenlik kolumdan tuttu ve “Nereye?” diye sordu. “Ofisime seni aptal”diye cevap verdim. “Üzgünüm . Giremezsiniz” dedi. “Benim kim olduğumu biliyor musun ?” diye sertçe çıkıştım ona.
“Biliyorum ama söylememem üzgünüm, giremezsiniz.” Dedi ve ekledi. “Burda olmamalıydınız. Ben.. Başım belaya girebilir.”
“Ne diyorsun seni adi bin” diye bağırdım ve silahımı çıkardım. içeri giriyorum dedim. Silahına davranmak istedi ancak kafasına silahla vurup şirketime girdim. Görevlileri gördüğümde silahımı üzerlerine tutup “Sıkıntı yok,bu şirket benim, istediğim gibi girerim dedim.” Ellerini silahlarına zütürdüler ancak havaya bir kez ateş ettiğimde ellerini yukarı kaldırdılar. Birkaç kat yukarı çıktım. Ofisimin bulunduğu yere gittiğimde çalışanlarımı gördüm. Hepsi dehşetle bana bakıyordu. “Size zarar vermeyeceğim, evinizde gibi davranın.” Dedim. Bana hala dehşet içinde bakıyorlardı. Bir kız beni görür görmez bayılmıştı. Neler oluyordu burada ? O an ofisimde bir yansıma gördüm. Birisi içerideydi. Artık her şeyi çözmenin vakti gelmişti. 3 mermiyi yere sıkarak harcamıştım. Silahımda bir mermi kalmıştı. Ve 1 tanede cebimde.
Silahımdaki mermi olayın sonu, cebimdeki ise benim sonum olacaktı. Ağır ağır adımlarımı atarken ofisimde bulunan kişi kapıyı açtı ve bana baktı. Azda olsa bir sırıtma vardı yüzünde.
O an. Çığlık atmaya başladım. Ellerimi sertçe başıma bastırdım. Zihnimdeki düşüncelere engel olamıyordum. O gülümseme… Evet.. Hatırlıyorum. Etraf karanlık. Islandığımı hissediyorum. Bir şeyin içindeyim. Ve dışarıdan bir gülümseme geliyor. Sonrasında boğuluyorum... Lanet olsun. Deliriyor muyum ?
Birkaç kez yere düşüp kalktıktan sonra ofisimin önüne geldim. Arkadan silah doldurma sesleri duydum. Kafamı çevirdiğimde görevlilerin bana ateş etmeye hazır olduklarını gördüm. Gözlerimi kapadım. O kadar kafam karışıktı ki. O kadar yorgundum ki… “Silahlarınızı yere bırakın.” diye bir ses işittim. Sonrasında silahların yere düşüş seslerini. “Hadi içeri. Bu işi burada yapamayız. Sonuçta benim de bir ağırlığım olmalı ha ?”.Gözlerimi açtım. Ve ofisimde bulunan adamla beraber tekrar ofisime girdik. Yardımcımla beraber…
Ofisime doğru girdik. Zihnimde sürekli fısıldaşmalar duyuyordum. Ofise girer girmez bir yerlere tutundum düşmemek için. Sonrasında silahı yardımcıma doğru yönelttim. Bana doğru bir bakış attı. Ve normalde benim oturmam gereken patron masasına oturdu. “Beni vuracak mısın ?” diye gülümseyerek sordu. Nefes alışımın arttığını hissediyordum. Bazı şeyler mantıklı gelmeye başlamıştı. Ofise gittiğim zaman yardımcımın kimse girmedi demiş olması... “O sendin.” Dedim bağırarak. Lanet olasıca yardımcım... -
-
1.
0ingilizce düşünerek türkçe yazma...
-
1.
başlık yok! burası bom boş!