-
1.
+15Bölüm 4) intikam VaktiTümünü Göster
Arada hikayenin en başında bu şekilde "" işaretli sözler vereceğim. Bunlar hani sanki bizim adam geçmişi hatırlarken aynı zamanda kendi kendine konuşuyormuş gibi düşünün .
"iyi bir insan düşünün. Herkese yardım eden. Herkesle ilgilenen. Ve bunu birilerinin gözüne girmek için yapmayan. Gerçekten özünde iyi olan bir insan. işte o insandan korkmalısınız. Çünkü o içindeki öz karanlıklaşmaya başlarsa o kişi mükemmel bir kötü olur"
Küçük bir çocuk bana akıl veriyordu. Sanki o benden büyüktü. Olgunluğuna hayran kalmıştım. Haklıydı. Ağlamak çare değildi. Karımın neden öldürüldüğünü ve kızımın nerede olduğunu öğrenmem gerekirdi . Arabama kadar gitmek bana ağır gelmişti. Bende koşarak şirkete doğru gittim. Tek amacım bir ip ucu idi. Karımın neden öldürüldüğünü ve kızımın nerede olduğuna dair ortak bir ip ucu…
Şirkete geldiğimde hemen ofisime çıktım. Bugün şirket tatil olduğu için pek eleman yoktu. Ofisime çıkıp masamı , çekmecelerimi heyecan ve sinirle aramaya başladım. Ve çekmecelerin birinde bir dosya buldum. Üstünde kırmızı harflerle “Bir Dost” yazıyordu. içini açtığımda küçük kızımın resmini gördüm. Ve resmi olan bir adamı. Dosya da şunlar yazıyordu…
“Karını ve kızını elinden alan adam bu. Başka bir şirketin patronu. Pis işler bilirsin. Rakibi de sensin. Artık sende pis oynamalısın . Karını öldürdü. Ve birkaç haftalığına buradan uzaklaştı. Tahmini adresi burada. Sana intikam almak için bir şans tanıyorum. Kim olduğumu düşünme. Ya karın için ağıt yak , yada kızını bu adamın elinden kurtar.”
Böyle bir yazı , bir fotoğraf ve bir adres. Tekrar ağlamaya başlamıştım. Bu arada içeri yardımcım girdi. Etrafın dağıldığını ve ağladığımı gördü ve “Patron.. Patr.. iyi misin ?” diye bağırarak beni sıkıca tutarak ileri geri sarsmaya başladı. “Ölüm..Ölüm.Ölüm” diye kendi kendime tekrar ediyordum. “Patron.. Lanet olsun ne oldu?” dedi yardımcım ve bana tokat atmaya başladı. “Kendine gel be adam !” diye bağırıyordu…
Biraz kendime gelince ayağı kalktım. Ellerimi sıktım. Ve pencereye doğru yöneldim. Hava açıyor gibiydi. “Havayı görüyor musun ? Hava nasıl o kabalığından, o kasvetinden kurtuluyor. Birkaç dakika sürüyor. işte bende bu şekilde kapanıyorum. Buraya en son kim girdi ?” diye sordum. “Efendim siz 2 saat önce buradan çıktınız. Ondan beri burası kapalıydı zaten. Anahtar bir tek sizde var…” . Ona doğru döndüm ve “Yanılıyorsun,bir kişide daha vardı anahtar. Karımda…Sadece. Anahtar için mi öldürdüler onu. Lanet olasıca buraya kimin girdiğini nasıl bilmezsin ?” diye bağırarak üstüne yürüdüm ve bir yumruk geçirdim.
Şokun etkisinden kurtulamamıştım.O da ben de . “Efendim, ne oldu ?” diye sordu.Üzülüyordum. Kendime , ona ve her şeye. Dosyayı alıp ofisimden çıkıp tekrar koşmaya başladım. Koşarken yapacağım şeyden emindim. Şirket, para. Bunlar önemli ha ? Paylaşacak biri olmadığı zaman , kazandığın para ile kızına bir şeyler alıp yüzündeki gülümsemeyi görmeden ne anlamı var. Ne şirket ne de para. Artık tek amacım var. Kızımı kurtarmak ve o fotoğraftaki adamı öldürmek. Gözünün yaşına bakmadan. Öldürmek ve kızımla bu lanet şehri terketmek…
başlık yok! burası bom boş!