bir mantıksızlık var bu işte.
lan kız hoşlanıyorum dedi diye neden panik oldum? medeni bir şekilde ''hayır burçin'ciğim ben senden hoşlanmıyorum'' demek varken neden panik olduğumun sırrına hala vakıf olamadım. sanırım çocukluğun verdiği korku. başka bir açıklaması yok çünkü...
eliz'e dönüyorum.
-napıyorsun nasıl gidiyor tatilin?
+noolsun ya işte öyle boş geçiyor biraz senin nasıl?
-iyi ya nasıl olsun, beste'yle aranız nasıl?
nereden biliyordu lan beste'yi? o gün anladım ki kızların arasındaki iletişim gücü cia'de yok. çünkü ne beni beste'yle gördü ne de ben onunla bu konu hakkında konuştum.
+ha iyi ya takılıyoruz da bilmiyorum, senin serhat'la aran nasıl?
-eh işte, çok iyi değil çok kötü de değil. bir gün senle buluşalım.
+olur ya hallederiz onu. o kolay iş.
mutlu oldum açıkcası, sırf yüzünü göreceğim diye. ama bir yandan da kötü hissediyordum. beste'yle ne idüğü belirsiz de olsa bir ilişkim vardı. o yüzden eliz'le buluşmayı ertelemem gerekecek, sürekli öteleyecektim.
futbol klübündeki günlerim gayet çılgın gidiyor. kondisyonum artıyor gittikçe ama hala yeterli değil. kulüp geçici bir süre için (eylül-ocak arası) beni başka bir kulübe gönderme kararı alıyor maç ritmi tutturayım diye.
o yaz boyunca başka ekstrem bir durum olmadı. asosyal bir şekilde evde oturdum. henüz gezecek kadar sosyal çevrem yoktu. 2-3 defa bizim sınıftakilerle buluştum o kadar. eliz'le buluşmayı da bir şekilde erteledim.
bu aralar beste'yle çok yazışmıyoruz. telefonumu sıfırlamıştım bir keresinde, bir hafta sonra beste
günaydın * yazmış. kıza
kimsiniz yazdım.
beste ben yazmış. sonra neden hiç mesaj atmadığımı falan sordu. rehberimin silindiğinden falan bahsettim. istesem numarasını bulabileceğimi, en kötü ihtimal facebook'tan yazabileceğimi söyledi. ben de ''internetimizde problem var. bu arada merve'nin numarasını atsana onunki de silinmiş. senin numaranı da anca ondan alabilirdim zaten'' dedim. her söylediğine cevap verdiğim için söylediğim yalanlarda açık bulamadı. bence net açıklar vardı ama insanlar bazı şeylere kafa yormayabiliyor, benim gibi her şeyin üzerine saatlerce düşünmeyen insanlar. onlara çok özeniyorum.
msn'e girmiyorum. eliz yazmasın diye. burçin'le de o günden sonra yazışmadık bir daha. şu anda yaptığımın ne kadar gibik bir hareket olduğunu görüyorum. bu arada farkettiyseniz şimdiye kadar yaptığım tüm hareketleri çocuk bakış açısıyla neden yaptığımı açıklayabildim ama o olaya hala açıklık getiremiyorum.