içeri girdim kömürleri indirdim yere. Üstüm başım kirlenmişti torba yırtık olduğu için. Teyzeye lavaboyu sordum elimi yıkamak için, simsiyah olmuştu amk. Şurası evladım dedi.Lan açtım kapıyı 80 yaşlarında bi dede bastona tutunmuş sıçıyor amk. Pardon dede.. diyip, teyze beni mutfağa yönlerdirdi temizlendim felan bi döndüm arkamı bi irkildim amk korku filmi gibiydi "höst amk bismillah" dedim içimden. Dayı kafasını sokmuş burnumun dibine, "seğn kimsin emuğe?" +Yardıma geldim dayı. Kömürleri içeri taşıdım. - "Gel biğ çorba iç genç". dedi. Amk karnımda aç ama arkadaşlar karşıda beni bekliyorlar. Telefonuda playstation cuda unutmuştum amk. Neyse "karnım tok sağol dayı arkadaşlar bekliyordur" dedim ve 1 adım atmaya kalmadı bastonuyla önümü kesti amk. Teyzenin bana bakışlarından ve dayıdan harbi tırsmaya başlamıştım. Saatde akşam 8 sularıydı. Hava kararmıştı. Neyse işte dayı bırak gideyim valla karnım tok. Yok amk inat etmiş. Meğerse adam çorbanın derdinde değilmiş. Bunların hayatlarında hiç öz evladı olmamış. Ama gözlerinden belliydi. ikisininde gözlerinin içi parlıyordu. Lan hayatımda hiç ağlamamış ben, ilk defa gözlerim doldu. ikiside arkamdan" hakkını helal et yavrum "dediler. Neyseki çıkabildim evden. Geri ps salonuna girdiğimde bizimkiler gülüp eğleniyordu. Dahil oldum tekrardan aralarına. Sadece aralarından bi tanesi ne sigara içtin yaaaağ" dedi. Güldüm geçtim.

Buda böyle bi anımdır. Yani yaşlıları sevin beyler onlar dünyanın en temiz kalpli insanları. Arada huzur evine felan gidin, muhabbet edin onlarla, hepsi ayrı bi dünya hepsinin derdi başından aşkın, hayatlarını yazsan roman olur. Gidin ve sadece dinleyin onları..