+4
-2
geri dönüp halama taşları bulamadığımı söyleyecektim çünkü ortada taş maş yoktu, bir taraftan kendi taşım hala avucumda duruyordu, derken aklıma bir fikir geldi, koca odada gelinlik ve bakır tas harici birşey yoktu o zaman bakır tas işime yarayacak birşey olmalıydı, bakır tası aldım elime düşünüyordum ne yapabilirdim bunlarla, oturdum yere tasla yerden toprak aldım baktım birşey yok toprağı yere dökmemle o toprak elimdeki gibi taşlara dönüştü, ben kalakaldım hepsini cebime koydum, tüm ceplerimi dolduracak kadar taş vardı ceplerimde, koşup çıktım tekrardan ordan, önce kafayı çıkardım görünürde kimse yoktu, elimde gelinlik cebimde taşlar dolu halamı bıraktığım yere doğru yardırıyorum, ulan köy mü virane mi belli değil sanki film seti gibi sahte bir köy gibi, bu düşüncelerle yürüye yürüye halamı bıraktığım yere vardım ama ortada yoktu, dolandım her yeri lakin halamı bulamıyordum, ben de elimdekileri bir yere saklayıp yauna'nın evine girmeye karar verdim, saklayacak en iyi yer bunları bulduğum evin bahçedeki ağaçtı geri döndüm ağacın oraya taşları ağacın dibine bıraktım gelinliği de ağaca çıkıp dalın üzerine bırakacaktım ancak eğilip taşları ağacın dibine bırakınca arkamda takip ediliyor gibi birşeyler hissettim, arkamı döndüm karşımda yauna 3 oğlu karısı kızı amcamlar halamlar amcaoğlum yani köye geldiğim ailem ve diğer köylüler olduğunu düsündügüm onlarca kişi ayakta bana bakıyorlar dibimdeler