https://www.youtube.com/watch?v=VtfVBvJdTaA
Neyse kalktık. Tuttum elinden o bana bakıyor ben ona. O gün giydikleri hareketleri tavırları her şeyiyle resmen zarafet timsaliydi. Bunu ciksist olarak söylemiyorum. Bahsettiğim şey asalet, güzellik, tatlılık gibi. Benzetmem gerekirse notebook filmindeki rachel mcadams diyebilirim belki. Neyse hesabı ödedik. Beni 2 dakika dışarda bekler misin dedim. Tamam dedi çıktı. Kasadakine patronun ve ya yetkili birinin burada olup olmadığını sordum. O da bana işaret etti. Gittim yanına 40larında falan bir adamdı. Abi dedim böyle böyle garsonla bir olay oldu az kalsın yakıyordu beni, o pekekenti kovarsan iyi olur. Şaka şaka bütün suçlunun sadece ben olduğumu tamamen benim hatam olduğunu söyledim.
Sonra garsonun yanına gittim. Ona da hatalının ben olduğumu kusura bakmamasını söyledim. Sonra cebimden yol parasını ayırıp kalan paranın hepsini verdim sonuçta zütümü kurtardı. Şimdi böyle deyince çok bir şey sanmayın amk. Zaten saatlerdir oturuyoruz hesap kol gibi gelmiş. Çok bir şey kalmadıydı.
Çıktım zeynep sarıldı belime. Dedi ki yürüyelim mi biraz? en azından birkaç durak. Düşündüm; hava güzel, belime sarılmış bir çift kol güzel, öptüğüm saçların kokusu güzel, neden yürümeyelim ki?