+4
ablamın düğünü için bi takım elbise alayım dedim, sağ olsun peder de çıkradı güzel bi para verdi. kafam da bir şeyler oluşsun diye her önüme gelen yere gelişi güzel giriyorum, hem fiyat bakıyorum nedir ne değildir diye, hemde renk model vs bakınıyorum.
abi girdiğim bir yerde satıcı oç beni ne yaptı ne etti bir ceketin içine soktu, ben de kendimden eminim ama almayacağım. satıcı öyle bir ısrar ediyor ki istemiyorum diyemezsin ama öyle bir şey yani.
10 kadar ceket renk model denedikten sonra üzerimde kini çıkarıp "teşekkür ederim zahmet verdik size de ama beğenmedim, almayacağım" dedim.
- abi son bir ceket daha dneteceğim bu tam size göre olacak "dedi"
+ hadi bunu da deneyelim madem öyle olsun "dedim"
bir ceket çıkardı aralardan derelerden, ceket kıp kırmızı.
+ yok abi dedim ben bunu giyemem
- siz bir deneyin
+ abi kırmızı ceket bu bana hiç yakışmaz.
- beyefendi siz esmersiniz, size kırmızı renk yakışır bir deneyin.
denedim.
- yalnız size bir şey diyeyim mi? bir ceket bir insana bu kadar yakışır. sizi inanılmaz karizmatik, inanılmaz kaliteli gösterdi
dedi. yani o anda aklımdan tam olarak ne geçti bilmiyorum ama şöyle bir aynadan bakınca harbiden de çok değişik durdu yani, harbiden havalı bir şey oldu ve evet aldım. altına taşlanmış siyah bir kot, içimede beyaz dar kesi bir gömlek verdi. onları da giydim ve aldım.
ertesi gün düğünde bu anlattığım model dolaştım durdum, herkesin gözü benim üzerimde ama, yani biri birine "tuvalet ne tarafta acaba" diye sorsa "şu kırmızı ceketlinin solundan dönün hemen orada" gibi tarifler veriyorlardır eminim.
bir süre herkes tarafından AŞIRI ilgiyle bakılmak hoşuma gitse de, babamın gelip kulağıma "bu ne model lan rezil ettin bizi cümle aleme" sözleriyle eşekten düşmüş karpuza döndüm resmen.
aklımda düz, spor koyu füme takım elbise almak varken bu oç tezgahtarın kazığını yemiş oldum resmen. pantolonu ve gömleği bir süre daha kullandım ama ceket öylece duruyor.
kırmızı 52 beden cekete ihtiyacı olan varsa sembolik bir rakama satarım.