+23
-3
Tanju’nun korkusundan dolayı duşa bile girmeden giyinip çıktım. Adamın sweatshirtiyle, adamın pansiyonundan, adamın kız arkadaşını giberek çıkmıştım ve işin garibi, bu bana gayet olağan geliyordu.
Rıhtıma doğru yürümeye başladım. Çakım ve kitabım yoktu. Hadi kitabı mekanda unutsam, çakımı ne ara çıkartmıştım da kaybetmiştim? Ya sahi... Ben yürüyordum da adımlarım boşa basıyor gibiydi, havada yürüyordum sanki. Mutluluk muydu bu? Pek sanmıyordum, daha işim bitmemişti. Seda’yla yine görüşmeliydim. Taksiye binmek için çıktığım yolda, hala başıma bir iş gelmediğine sevineceğim yerde, mayhoşca düş kuruyordum. Kafamda güzel gibiydi, hatta... Lan baya baya kafam güzeldi amk. Kaslarım gevşemiş, ağzım uyuşmuştu. Ne alakaydı olm sabah sabah? Neyse ya, yorgunluktandır, gider evime güzelce uyurum bir şeyim kalmaz diyerek, taksi durağına doğru yürümeye çalıştım. O sırada gözlerim karardı birden, tansiyonum düştü.