0
osmanlı'nın I. dünya savaşı'na Almanların tarafında girmesindeki nedenlerden biri de; ingilizlerin, Rusların bizi kendi taraflarında istememeleridir. Almanların bizi kendi taraflarında savaşa sokma sebepleri de daha çok cephe açılmasını istemeleridir, tampon görevi görmemizi istiyorlardı. Savaşı itilaf değil de ittifak devletleri kazansaydı diyerek tarih yazmak saçma olur. kimbilir belki o toprakları almanlar da vermeyecekti belki verecekti ama sonuç olarak savaşı almanlar kazanmadı. bu yüzden kaybedilen topraklar verilecekti verilmeyecekti tartışması yapmak havanda su dövmeye benzer. ayrıca tarafın biraz da zorunlu olarak seçildiğini de özellikle vurgulamak istiyorum.
google'da özellikle arattım hiçbir yerde bu mektubu bulamadım. kaynağın varsa gönderebilirsin. görelim öğrenelim bilmediğimiz varsa. Atatürk napolyon'a ne yazmış nerede yazmış ne zaman yazmış.
büyük taarruz hakkında bilgi sahibi olmadığını sanıyorum. zira o zamanın şartlarında taarruzun en uygun zamanı kollanmıştır. misal kışın neden taarruz yapılmamıştır ? I. dünya savaşı'nda devletin hali ortadaydı evet. bunu görmemek için ya kör yada çok koyu Osmanlıcı olmak gerek. çağın gerisinde kalmış silahlarla savaş vermek çok da kolay bir şey değil.
ilk paragrafta da dedim, şayet yardım gelseydi, yarma olsaydı gibi cümlelerle ancak kendini ve senin gibi düşünenleri kandırabilirsin. tarihi bu şekilde yazamazsın. bu hesaba göre viyana'yı alsaydık falan diye de tartışma uzar gider. olmamış şeyler üzerinden tarih yazılmaz. alternatif tarihçiler yüzünden zaten doğru düzgün tarihimizi anlatan insan sayısı çok az.
ben enver paşa'ya bir şey demedim ayrıca tak falan attın diyorsun. hayalperest dedim. vatan hainliği ile hayalperestlik aynı şey değildir. vatan haini diyen yanlış düşünüyordur. ama hayalperest olmadığını iddia eden de yanlış düşünüyordur.
ingilizlerin yunanlara ne kadar yardım ettiğini kaç yıl boyunca maddi olarak beslediğini, tarihin en büyük yunan ordusunu nasıl kurduklarını bilmiyorsan yorum yapma. ayrıca başarıları şans yardım etti de başardık diye söndürmeye çalışmak, başarısızlıkları da şans yardım etmedi diyerek örtmeye çalışmak bence daha büyük ayıptır. çünkü senin hesabına göre kurtuluş savaşı'nda zaferi şans yardımıyla aldık, sarıkamış'taki faciayı şansızlık sonucu yaşadık. bu her iki olaydaki şehitlerimizi de küçültmekten başka bir şeye yaramaz. şehitlere saygısı olan kişi bu şekilde konuşmamalıdır.
ayrıca mareşal ünvanını büyük taarruz'da değil de sakarya savaşı'nda aldığını bilmemek de büyük bir ayıptır. fevzi paşa'nın da büyük taarruz sonucunda Atatürk'ün tavsiyesiyle mareşal ünvanını aldığını ayrıca hatırlatmak isterim.
mareşal kelimesinin anldıbını bilmeyen için de tekrar yazalım ; Türk ordusunda savaşta olağanüstü yararlılıkları görülen, Türk Silahlı Kuvvetleri için en az orgeneral (denizci ise oramiral) rütbesine sahip hayattaki ya da ölmüş olan orgenerallere, TBMM tarafından kanunla verilen bir askeri rütbedir. Bu rütbe yukarıda belirtilen şartlar haricinde süre beklemeyle kazanılamaz.
şimdi son olarak sormak istiyorum. ben yanlı yaklaşıyorsam Atatürk tarafından, sen de Enver Paşa tarafından yanlı yaklaşıyorsun. Tek amaç Atatürk'ü, kazandığı başarıları hatta daha da ileri gidenler için Kurtuluş Savaşı'nı küçültmek.
ciddi olarak böyle düşünen insanların tarihi nereden öğrendiklerini de ayrıca merak ediyorum.
küfürsüz bir tartışma olduğu için ben de teşekkür ederim.
Tümünü Göster