1. 101.
    0
    hiçkimseye hiçbir şey anlatamıyordum. yüreğim şişiyordu, ağrısı artık parmak uçlarımı uyuşturacak kadar kuvvetliydi. hemen sırtımla omzumun kesiştiği yerde öyle büyük acılar oluyordu ki kendime işkence ediyordum adeta. en yakın arkadaşlarım dediğim insanlar bile aslında bana yakın değildi. kendimi ailem ve arkadaşlarımdan öyle soyutlamıştım ki, o gitmeye başlayınca bomboş kalıyordum.

    her şeyin sona erdiği o gün ingilizce sınavımız vardı. son ders. oturmuş okulda ingilizce çalışıyordum. sonra huurnun biri kalkıp "hoca kitapta olmaya xxx konusundan da soracakmış" dedi. onun benden uzaklaşması benim sinirimi etrafa saçmam demekti. ve sinirimi saçmak içi öğretmenler odasına gittim. öğretmene atarlandım müfredatta olmayan konuyu nasıl sorarsın diye, bu da bana karşılık verdi. olay müdüre falan taşınmadı çünkü ben bir dahiydim ve hoca benim hayatımın gibilmesini istemezd. (halbuk çoktan gibmişti)

    o snirle sınıfa geri döndü. aşık olduğum o muhteşem canlı benim sırama boydan boya oturmuş arkadakilerle bir şeyler konuşuyordu.

    -kalk. dedim. kalkmadı, şuraya otur, dedi. kalk dedim oraya oturucam. kalkmadı. sanki o da benle hesaplaşmak istiyordu. kolundan tuttum kalk şurdan dedim, "aman beee" diye başlayan uzun bir kavga ettik. o gün bağlarımız öyle feci kopmuştu ki hayal bile edemezdim.

    2-3 gün küs kaldık, özür dileyecekmişim, dilemedim. bazen gülsün de konuşalım diye şebeklikler yapıyordum, hiç yüz vermiyordu. hazırlıktaki rolleri değişmiştik adeta, artık bana karşı hiçbir şey hissetmediğini anlamaya başlıyordum. birkaç günü daha küs geçirdik, bu artık msne girmiyordu. öğrendim ki beni msnde engellemiş. deli oldum, günlerce ağladım. beni bu kadar ufak bir kavga için bile kafasından silebilecek kadar umursamıyormuş artık. ve kalbimin kalan son parçası da yok olmuştu.

    not: bu entry uzun oldu çünkü biraz ağlayarak yazdım binler, bölemem çok duygulu entry bu.
    ···
   tümünü göster