-1
Cürmüm ile Geldim Sana
Medîne-i münevverede saatçılık yapmakta olan Ali Osman isimli izmirli bir Türk vardı. Bu zât Medîne-i münevvereye hicret ettikten bir müddet sonra, mesleği olan işi yapmak üzere bir dükkân açmak için izin almaya çalıştı. Uzun süre bunu sağlayamadı. Parası bitti. Bir gece Allahü teâlâya iltica ile yalvardı. O gece rüyâsında esmer, kır sakallı, uzunca boylu bir zât;
- Evladım, resmî dâireye girdiğinde sağ tarafında gördüğün şu üçüncü şahsa mürâcaat et. Gerisine karışma buyurdu.
Ali Osman Efendi sabahleyin doğruca denilen şahsın yanına gitti. O şahıs, Ali Osman Efendi'ye;
-Seni Kuddûsî hazretleri mi gönderdi? Git hemen dükkânını aç, işine başla, dedi.
Ali Osman hemen gidip dükkânı izin almış gibi açtı. O şahıs izin belgesini sonradan gönderdi. Bir müddet sonra rüyâsında aynı zâtı gördü. O zât;
-Oğlum bana Kuddûsî derler. Cebine bir hediye koydum, onu al ve amel et, dedi. Ali Osman Efendi uyandığında cebinde Kuddûsî hazretlerinin şu şiirinin yazılmış olduğu kâğıdı buldu:
ey rahmeti bol padişah!
cürmüm ile geldim sana
ben eyledim hadsiz günah,
cürmüm ile geldim sana.
hadden tecavüz eyledim,
derya-yı zenbi boyladım,
malum sana ben neyledim.
cürmüm ile geldim sana.
senden utanmadım heman.
ettim hata gizli ayan.
vurma yüzüme, el’aman!
cürmüm ile geldim sana.
aslım çü bir katra meni.
halk eyledin andan beni
aslım deni, fer’im deni,
cürmüm ile geldim sana.
gerçi kese fısk-u fücur,
ayb-ü zelel çok her kusur,
lakin senin adın gafur,
cürmüm ile geldim sana.
zenbim ile doldu cihan,
sana ayan zahir, nihan,
ey lütfu bol, kahrı güzel!*
cürmüm ile geldim sana.
adın senin gaffar iken.
ayb* örtücü settar iken,
kime gidem sen var iken,
cürmüm ile geldim sana.
hiç sana kulluk etmedim,
rah-ı rızana gitmedim,
hem buyruğunu tutmadım,
cürmüm ile geldim sana.
isyanda kuddusi şedid,
kullukta bir battal pelid,
der: kesmezim senden ümid,
cürmüm ile geldim sana.