Kendisine ait güzel bir bakış açısı beğenmemek elde değil:

"bir am için bu kadar teferruata kalkışan erkek amdan başka bi şey düşünmeyen erkektir. kendinle çelişiyosun dostum. kendine saygıdan bahsederken bile " bu sayede kızlar köpek olcak " triplerine giriyosun. gibtir git ilk entryden sonrasını okumadım.

size gerçeği ben söyliyim beyler kusra bakmayın.

çevreniz yoksa,
tipiniz yoksa,
paranız pulunuz yoksa,
yeteneğiniz, kendinizi ispat ettiğiniz bi alan yoksa,
genel kültürünüz, hobileriniz yoksa,
dümdüz yaşayan, zaman geçsin de gün bitsin, sabah kalkayım o gün de bitsin kafasında yaşıyorsanız herhangi bi kadının sizinle ilgilenmesi ne kadar mümkün?
olay 31 falan değil, ferre izlemek hiç değil. zaten ferrelar olmasa, bu derece gibik hayat yaşayanların sonu nolurdu allah bilir, adam içindeki abazanlığı böyle dışavuruyor, bastıran hormonları böyle dindiriyor, çaresiz çünkü.

peki çevre kime bağlı?

ilgi alanlarına, bulunduğun ortama ve neye ihtiyaç duyduğuna bağlı. bi insanın alkolle arası iyidir, parası vardır haliyle ve bardan çıkmaz, ister istemez gibe gibe çevresi de ona göre gelişir. o çevreyle hatun da elbet olur, tipiniz bi gibe benzemese bile, emin olun.
bi insan kitap kurdudur, kütüphaneden çıkmaz. illa siz kafanızı kaldırmasanız da birilerinin dikkatini çeker bu durum, özellikle kitapla arası çok iyi olan birilerinin ve çevren o yönde gelişebilir.
bi insan teknolojiye ilgi duyar, fuarlara katılır, araştırmalar yapar. bu yönde yine çevresi oluşur.

peki çoğumuz hangi türdeniz? sabahtan akşama oyun oynayan, film izleyen türden. bunun 31 le, ferreyla ilgisi var mı? yok. bu tamamen içten gelen bi durum, böyle büyümüşüz böyle gitmiş. benim çocukluğum atari başında geçti, böyle büyüdüm yani. oyunlarla mutluyum, filmlerle zamanım güzel geçiyor. kitap okumayı sevmem, alkolik falan değilim barlarda işim olmaz, evimde oyunumu oynarım yemek yerken filmimi izlerim, öyle yani. ferre izlemesem, asılmasam tüm bunları yapmıcam mı? yine yapıcam, ha ne fark olcak? hormon denen dalga ben asılmasam bile rüyalandığımda kendini salıcak, değişen bi şey yine olmayacak.
bu arkadaşın bahsettiği durum, ferrenun özgüven eksilttiği, serotonin ve feromon hormonlarının eksilmesiyle dopaminin dibe vurması ve mutsuzluk hissinin tüm vücudu kaplaması. bu durumda kişi hayattan zevk almaz, kendinden hoşnut olmaz özgüveni yıkılır bla bla bla. kardeşim, bu özgüven denen dalga dıbınakodumun ferrelarıyla yıkılan bi şey değil. kimisi çocukluğunda unutamadığı bi olay yaşamıştır ( ilk teklif ettiği kız ezmiştir farz-ı misal), kimisi cebinde beş kuruşu olmadığından kendine kimsenin bakmayacağını düşünür, kimisi sürekli sorular sorar, cevabı yine kendisine verir ( bu kız bakar mı acaba bana, yok lan ben olsam bakmazdım geri zekalı değilse o da bakmaz gibtir et - gibi gibi ). kimisi tipini beğenmez, vücudundaki kusurları görür sadece güzellikleri de kusurlardan ötürü görmezden gelir, önemsiz olduğunu düşünür o yüzden yürümez. en fenası da, birçoğumuz ulaşamayacağımızı düşündüğümüz hatunlara tav oluruz, onlar çok güzeldir, etrafında erkek ekgib olmaz, hiç bi zaman aynı ortamı paylaşamayız, iki çift laf söylemeye kalksak tersleyeceğini düşünürüz tacizci damgası yeriz vs vs. bu ve bunun gibi trilyonlarca sebep üretilebilcekken, siz tutmuşsunuz aylardır gibimsonik bi ferre muhabbetine sarıp insanları umutlandırmaya, 31 den mahrum bırakmaya çalışıyosunuz. kardeşim, bırak asılsın adam. delikanlı gibi asılsın, geçsin köşesine sırasını beklesin. dıbınakodumun yerinde asılmayanları da iyi biliyorum ben. aç köpek gibi namussuz huur çocukları, gördükleri her kıza vampir drakula gibi yapışıp dibinden ayrılmıyorlar, hatun reddetse yüzsüz yüzsüz tekrar soruyorlar, o olmazsa ertesi gün başkasına yardırıyorlar. asıl abazan olanlar bunlar işte. bu dıbınakodumun çocuklarına ortamlarda " playboy, ooowwww özgüven fezaa " deniliyor, buna tavım işte. bak beni hasta etme yaşlı ananı yattığı kanepede döner tekme ata ata giberim yether."