+7
Henüz çocuk olmama rağmen babamla dedemin o hararetli tartışmasını dün gibi hatırlarım. Babamın beni okula göndermek istememesine rağmen dedemin babamdan daha baskın gelen otoriter yapısı sayesinde okula gitmeme karar verilmişti. Okulun ilk günü dedemin elimden tutup okula zütürdüğünü yolda bana nasihatler verdiğini hatırlıyorum. Mahallemize 15 dakikalık mesafede bir ilkokula kaydımı kendi elleriyle yaptırmıştı dedem. Okulla ilgili tek bilgim ağabeyimin ve ablamın evde yaptığı ödevlerdi. Bu bana çok ciddi bir iş gibi görünürdü her zaman. Onların defterlerini özenle açmaları kalemle kağıt üzerine şekiller çizip bütün hale getirmelerini babamın akşam geldiğinde ödevlerini ciddiyetle kontrol etmesini hep hayranlıkla izlerdim. Şimdi benim okul serüvenim başlıyordu. Büyük bir kapıdan içeri girip koşuşturup duran onlarca çocuğun arasından geçerek ikinci kata çıkıp bir sınıftan içeri girdik. Ağlayan, bağıran, annesinin kucağından inmeyen çocuklar vardı ben hep olduğum gibi sessizce bana gösterileni yapıyordum. Dedem, öğretmenim olduğunu öğrendiğim dünyalar tatlısı kadınla bir şeyler konuştuktan sonra elimden tutup beni bir sıraya oturttu. Kulağıma eğilip akşam seni almaya gelirim diyerek sınıftan çıktı. Etrafımı dikkatlice izlemeye başladım ve hayatımda ilk defa annemin yokluğunu bu kadar derinden hissettim. Sarılacağım, omzunda ağlayacağım elini sıkı sıkı tutup kendimi güvende hissedeceğim kişi yani annem ilk defa bu kadar ekgibti. ilk defa o gün annem nerde diye sordum kendime, tabi bu soruyu soracağım tek kişi kendim değildim.