+2
Uyandım ve kahvaltı için mutfağa gittim. Annem Melisin uyanınca haber versin dediğini söyledi. Bende o kadar meraklıysa gelsin kendisi baksın bari dedim kısık sesle. Annem güldü, hadi tamam öyle deme patronun kızı sonuçta dedi. Melisin odasına gidip, Melis Hanım uyandım haberiniz olsun dedim. içeriden Hanım demek yok dedi. Emredersiniz dedim ve kahvaltı için mutfağa girdim. Kahvaltımı yaptıktan küçük bir çantaya eşyalarımı koyup aranın arkasına erleştirdim. Melis pembe ve kocaman bir valizle-sanki 3 ay kalacakmışız gibi-merdivenin oradan bağırıyordu. Valiz cidden ağırdı, merdivenden indirirken zorlanmıştım. Güç bela arabanın bagajına koyduktan sonra Melis dağ evine bu arabayla gitmicez dedi. Bende başka araba mı varki dedim saf gibi Melise. Melis sadece gülümsedi ve arabaya bindi. Arabaya bindim ve Melisin tarifleriyle garaj gibi bir yere geldik. içerideki adam koşarak Melisin kapısını açtı. Melis teşekkür edip bana bakarak hangisiyle gidelim dedi. içimden oha a*k dedim, insan düşünemiyormu benim babam nasıl bu kadar zengin dedim. Murad Beyin Q7 sinin turuncu renkli olanı vardı. Arabanın şehvetine kapılarak bu olsun dedim. Avni efendi anahtarı alabilir miyiz lütfen dedi. Adam 2 saniye içinde gidip anahtarı getirdi. Melis çantasından bir yüzlük çıkarıp adama uzattı ve teşekkürler Avni bey dedi. Arabanın anahtarını Avni Beye verdikten sonra güzelim Q7 nin içine bindim. Araba olduğunu bilmesem tank olduğunu düşünebilirdim. içimden daha geçen ay ekmek parasını düşünürken şimdi hangi arabaya binicem diye düşünüyorsun dedim. Allaha bir daha Şükrettikten sonra kontağı çevirdim ve garajdan çıktım. Melis nereye gidiyoruz diye sordum.Siz dün Alarayla nereye gittiyseniz oraya dedi. Sinemanın önüne çektim arabayı, geldik dedim. Elimden tuttu ve içeri girip hangisine gittiniz diye sordu. Adeta kafayı yemişti,bu nasıl bir duygu olabilir diye düşündüm içimden. Starwars afişini görüp buna gittik dedim. Bana yalan söyleme diyerek gözlerini büyüttü. Arabada niye delibal hakkında konuşuyordunuz o zaman dedi.Hah afferin dedim manyak bananın manyak kızı başka ne olabilirki. Biletleri alıp biraz bekledikten sonra içeri girdik. Film başladı, Melis kucağıma kafasını koymaya çalışıyor bende bacaklarımı çekmeye çalışıyordum. Sessizce emrediyorum dedi, bende çekmedim. Onun kölesi gibi bir şeyiydim kısacası. Yarıda kendime gelmek için tuvalete gittim, yüzümü yıkadım. içimden Allah kurtarsın valla benim işimde zor dedim, güldüm.Yerime döndüğümde Melis yoktu. Merak edipte hiç bakmadım bende, Melis sabrımı zorluyordu çünkü. içeri elinde mısırlarla girdi ve bana bakarak mısırsız sinemamı olur dedi, güldü.Film başladı Melis kıtır kıtır mısırı yiyordu,ben dahil herkes rahatsız olmuştu. Melis biraz yavaş diye uyardım. Sanamı sorucam be diye fısıldar biçimde bağırdı ve öyle yemeye devam etti. Arkadan lütfen biraz sessiz olur musun diye bir ikaz geldi ki haklıydılar. Melis beklediğim biçimde yemeği bıraktı,bir kaç saniye sonra ayağa kalktı ve onu diyen kişinin yanına gitti. Elindeki mısırı adamın kafasına boca etmesiyle adamın ayağa kalkması bir oldu.O anlık heyecanla yanına bir hışımla gittim. Beyefendi özür dileriz nolur falan desemde beni sevgilisi sanmış olacakki adam olsaydında sevgiline sahip çıksaydın dedi. Bende birincisi o benim sevgilim değil, ikincisi adamlığı senden mi öğrenicem lan diyip adama kafa attım.O an adrenalin patlaması yaşıyor, belkide hafızamı kaybetmeme dayak yemem neden olduğu için daha çok vuruyordum. Güvenlik görevlileri 1 dakikaya kadar anga gelebilmişlerdi,ama en sinirimi hala atamamıştım. Adamın yüzü kanlar içindeydi, benimde o an adrenalinden hissetmesemde dudağım patlamış, yüzümün çeşitli yerleri morarmıştı. Güvenlik beni dışarı çıkarmaya öalıştı, tamam ben çıkarım lan diyerek sinirle arabaya doğru yöneldim. Melis arkamdan koşar adım geldi ve arabaya bindik. Melis ağlamaya başlamıştı, dayanamayarak sende zırlama be şimdi seninle uğraşamıcam diye bağırdım. Melis sustu bir şey demedi, ardından vazgeçtim eve gidelim dedi. Bende yok sana söz verdim, olmaz dedim onu kırdığımın farkına vararak. Gerçi bir nevi onun için kavga etmiştim ama o bir bayandı ve nedense doğada her zaman dişiler haklı oluyordu. Melis hem senin yüzün bu haldeyken olmaz dedi, bende Melis sadece kalıp gelicez yüzüme ne alakası var dedim. Gezmiyelim direk oraya gidelim o zaman dedi, tamam dedim.1 saatlik yolculuğun ardından orman içinde bir malikaneye geldik. Melis saksının içinden anahtarı aldı ve kapıyı açtı. içeride eski ve pahalı olduğu her halinden belli olan koltuk takımları, masalar,şamdanlar vs bir sürü şey vardı. Melis alt kattada şarap mahseni var, üst kattada tuvalet, banyo ve odalar var dedi. Amerikan tipi mutfak vardı evin tam ortasında.Bir şömine ve şöminenin üzerinde eski bir radyo. Melis içeri girer girmez radyoyu açtı. Zeki Müren ah bu şarkıların gözü kör olsun diyordu. Melis yüzüm için pamuk, krem vb şeyler getirdi. Yüzümü temizledi ve tedaviye başladı. Canım çok yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordum. Tedavi bittikten sonra Melis valizleri getirmem için bana yardım eder misin dedi. Melisin insafa gelmesi için dayak yemem gerekiyormuş anlaşılan dedim kendi kendime ve güldüm. Valizleri getirdikten sonra yukarı taşıdım ve Melis giyinmek istediğini söyleyip odasına girdi. Bende onun yan odasında kalacaktım.Üstümü değiştîrip daha spor bir şeyler giydim. Meliste öyle yapmıştı, beraber salona indik. Ormanın içinde olduğumuz için haliyle soğuktu evin içi ve biraz tozluydu. Melis evde temizlik yaparken benim gidip odun kırmam gerektiğini söyledi ve kömürlüğün yan tarafta olduğunu ekledi. Girişteki anahtarlıktan kömürlüğün anahtarı olduğunu tahmin ettiğim anahtarı alıp, kömürlüğe gittim .ihtiyacım olan malzemeleri aldıktan sonra fazla uzaklaşmayarak yıkılmış ağaçlar aradım.Bir kaç tane bulup aldığım darbelerin etkisiyle zar zor bir kaç parça kestim. Yüzüm yara bere içinde, elimde balta, ormanın içindeyim kim görse korkar kaçar heralde dedim ve güldüm kendi kendime. Odunları bir kaç defada taşıdıktan sonra eve girdim. Melis eşofman üstünü çıkarmıştı. Altında tayt, üstünde t-shirt le duruyordu. Elinde vilada yerleri siliyor, aynı andada Zeki Mürene eşlik ediyordu. Bana bakarak hadi şömineyi yak dedi. Kömürlükten bir kaç çıra aldıktan sonra odunları dizip şömineyi yaktım. Koltuğa oturduktan sonra Melisi izlemeye başladım, erkek olduğum için ister istemez hormonlar baskı yapıyordu. Göğüslerinin viladayla git gel yaparken sallanışı, kalçalarının dar taytı içindeki adeta beni çıkarın buradan diyerek bağırışı beni tahrik ediyordu. Kendime hakim olamayacağımı anlayarak ben şarap mahzenine bakıcam ve sonra alış verişe gidicem dedim. Melis tamam geç kalma, yalnız başıma korkarım burda dedi. Mahsene indiğimde her şarap bir bölümde saklamıştı. Altında kaç yılında nerede üretildiği ve neden yapıldığı yazıyordu. Cidden çok uğraşıldığı belliydi. Yukarı kata çıkıp Melise ben gidiyorum dedikten sonra arabaya binip etrafa bakınmaya başladım. Geldiğimiz yolda sağ tarafta küçük bir market gördüğüm aklıma geldi, oraya sürdüm.
Tümünü Göster