-
1.
+18 -3Efendiler, bu insanlık dünyasında en az yüz milyonu aşkın nüfustan oluşan büyük bir Türk milleti vardır ve bu milletin yeryüzündeki genişliği oranında tarih alanında da bir derinliği vardır. Türk milletinin kökünün dayandığı Türk adındaki insan, insanlığın ikinci babası Nuh’un oğlu Yasef’in oğlu olan kişidir. Atatürk 1922′de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 130. toplantısının birinci oturumunda yaptığı konuşmada Türklerin kökeni hakkında böyle diyordu. Tesadüfi bir konuşma değildi ve onun Türklerin kökenine ilgisinin devamı da gelecekti.
Türklerin kökenini ortaya çıkarmak Gazi’nin en büyük isteklerinden biriydi. Cumhuriyetin ilk yıllarında Osmanlıların son dönemlerinde Türklük Akımları üzerine yapılan araştırmaları derledi. Atatürk’ün isteğiyle birçok bilim adamı ve araştırmacı bu alanda araştırmalar yaptı. Yabancı bilim adamları davet edildi. 1930′da Türk Tarih Kurumu kuruldu.
Mu’da geçen Tanrı kavramıyla da yakından ilgilenmiş, yaratıcının insan aklıyla anlaşılamayacağı, şekillendirilemeyeceği ve adlandırılamayacağı üzerinde durmuştu. Tercümelerde Maya dili de dahil tüm lisanların Mu dilinden türediği belirtiliyordu.Bu araştırmaları da sıradan bir merak olamazdı. Yine O, neyi nerede arayacağını herkesten iyi biliyordu. Bugün Atatürk’ün gizli kalmış düşünceleriyle birlikte bu araştırmalar da Anıtkabir’in sessizliğinde uyumaya devam ediyorlar. Bugün bu kitaplardan Kayıp Mu Kıtası ve Mu’nun Çocukları Anıtkabir kitaplığında 1301, 1302 no ile kayıtlıdır. Çeviri metinleri ise kitaplıkta 4 dosya halinde bulunur.
başlık yok! burası bom boş!