+16
-1
bunu anlatıp anlatmamak konusunda kararsızdım ama nasılsa rezalet diz boyu aq.
mesleğe ilk başladığım yıl, anadolunun bir dağ köyüne tayinim çıktı. köy anasının amında. gittim. bir öğretmen daha var. terörün olduğu yıllar. zütüm üç buçuk atıyor. adam bana okulu ve kalacağım lojmanı falan tanıttı. akşam oldu, gibtirip gitti. lojmanda tek başıma kalakaldım. tuvalete gidecem ama lojmanın tuvaleti tıkalı. en yakın tuvalet, okulun öte tarafında yüz metre ilerde. gibseler gidemem.
altıma sıçmak üzereyim. çaresizlikten, bir poşet buldum. lojmanın tuvaletine gidip, poşete sıçtım. ağzını güzelce kapattım. pencereyi açtım. poşeti salladım salladım ve fırlattım. dıbına kodumun poşeti elime takıldı. uygun anda elimden çıkmadı. optimum uzaklığa atamadım. bir ses duydum ama nereye gittiğini anlamadım.
neyse sabaha bakarız diyip gidip yattım. ertesi sabah, diğer bin kapımı çalarak uyandırdı. aklıma hemen poşet geldi ama adam yanımdan ayrılmıyor. ilk teneffüste, bahçede dolaşırken, adamın gözü lojmanın çatısına takıldı. siyah bir poşet. hasgibtiiiirr! dedim içimden. adam, allah allah, bu poşet ne ola ki? falan demeye başladı. rüzgar uçurmuştur hocam. falan dedim ama nafile. adam bir öğrenci çağırdı. çocuğu lojmanın çatısına çıkardı. poşet tam çatının kenarında duruyor. adam çatının altına yaklaştı. çocuk çatıdan uca doğru yaklaştı ama poşet çok uçta durduğu için alamadı. bir sopayla aşağıya dürttü. bizimki, çatının dibinde, poşeti yere düşmeden yakaladı. merak içinde açtı. açar açmaz ana avrat sövmeye başladı. ne oldu hocam? dedim. huur çocukları sıçıp çatıya atmışlar. bu şerefsizlere iyilik yaramaz. türünden epey laf söyledi. hiç üzerime alınmadım ama içimden huur çocuğu sensin. demeyi ihmal etmedim.
özet:poşete sıçtım